content_ar:
بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ يَلْعَبُونَ
Çeviriyazı:
bel hüm fî şekkiy yel`abûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat kâfirler bir şüphe içinde oynayıp eğleniyorlar.
Diyanet İşleri:
Ama inkarcılar, dirilmekten şüphededirler, bunu eğlenceye alırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hayır, onlar şüphe içindedir, alay edip dururlar.
Şaban Piriş:
Fakat, onlar şüphe içinde oynayıp eğlenirler.
Edip Yüksel:
Doğrusu, onlar bir kuşku içinde oynamaktadırlar.
Ali Bulaç:
Hayır, onlar şüphe içindedirler; oynayıp-oyalanıyorlar.
Suat Yıldırım:
Fakat onlar şüphe içindedirler. Din gerçekleriyle alay edip eğlenirler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(9-10) Fakat onlar, şekk içinde oynarlar. Artık gözet bir günü ki, gök, bir apaçık duman ile gelecektir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İş, onların sandığı gibi değil! Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktadırlar.
Bekir Sadak:
N/A
İbni Kesir:
Hayır, onlar şüphe içinde oynayıp dururlar.
Adem Ugur:
Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
İskender Ali Mihr:
Hayır, onlar şüphe içinde oynuyorlar (oyalanıyorlar).
Celal Yıldırım:
Fakat onlar (o inkarcı sapıklar) şüphe içinde (Kur´ân´ı) alaya alıp (Onunla) eğlenmekteler.
Tefhim ul Kuran:
Hayır, onlar şüphe içindedirler
Fransızca:
Mais ces gens-là, dans le doute, s'amusent.
İspanyolca:
Pero ¡no! Ellos dudan y no lo toman en serio.
İtalyanca:
Ma quella gente invece dubita e scherza!
Almanca:
Nein, sondern sie sind im Zweifel, sie treiben Unfug.
Çince:
不然,他们是在疑惑中的,是游戏的。
Hollandaca:
Thans vermaken zij zich door te twijfelen.
Rusça:
Но они забавляются, испытывая сомнения.
Somalice:
Waxayse ku suganyihiin shaki wayna ciyaari.
Swahilice:
Lakini wao wanacheza katika shaka.
Uygurca:
ئۇنداق ئەمەس (يەنى ئۇلار ھەقىقىي ئىشەنگۈچى ئەمەس)، بەلكى ئۇلار (قىيامەتتىن) شەكتە بولۇپ (ھەقنى ئىستىھزا قىلىپ) ئوينايدۇ
Japonca:
それなのにかれらは疑って,戯れている。
Arapça (Ürdün):
(بل هم في شك) من البعث (يلعبون) استهزاء بك يا محمد، فقال: "" اللهم أعني عليهم بسبع كسبع يوسف "".
Hintçe:
लेकिन ये लोग तो शक़ में पड़े खेल रहे हैं
Tayca:
แต่ทว่าพวกเขากังวลอยู่ในการสงสัย
İbranice:
ואולם הם (אשר כפרו) משתעשעים בפקפוקיהם
Hırvatça:
Ali, oni sumnjaju i zabavljaju se.
Rumence:
Ei stau însă la îndoială, jucându-se.
Transliteration:
Bal hum fee shakkin yalAAaboona
Türkçe:
İş, onların sandığı gibi değil! Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktadırlar.
Sahih International:
But they are in doubt, amusing themselves.
İngilizce:
Yet they play about in doubt.
Azerbaycanca:
Lakin onlar (Məkkə müşrikləri) şəkk içində qalıb oyun oynayırlar (Allaha, qiyamətə ürəkdən inanmır, Qur’ana və Peyğəmbərə istehza edirlər).
Süleyman Ateş:
Ama onlar, şüphe içinde oynuyorlar.
Diyanet Vakfı:
Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
Erhan Aktaş:
Hayır! Onlar, kuşku içinde eğlenip duruyorlar.
Kral Fahd:
Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
Hasan Basri Çantay:
Hayır, onlar (tekrar dirilmekden) şübhe içindedirler. (Bununla} eğlenirler.
Muhammed Esed:
Evet, ama onlar, (bütün kalpleriyle inanıp bağlanmaktan uzak olanlar), yalnızca kendi şüpheleriyle oyalanıp duruyorlar.
Gültekin Onan:
Hayır, onlar şüphe içindedirler
Ali Fikri Yavuz:
Fakat onlar, bir şüphe içinde oynuyorlar, (yakînen Allah’a ve Peygambere inanmıyorlar, eğleniyorlar).
Portekizce:
Porém, estão na dúvida, absortos.
İsveççe:
Men de tvivlar och skämtar bort [frågans allvar].
Farsça:
[نه اینکه یقین ندارند] بلکه آنان در شک اند [و با گفتار و کردارشان با حقایق] بازی می کنند.
Kürtçe:
بەڵام ئەوان لە دوو دڵی وگوماندا گەمە وگاڵتە دەکەن
Özbekçe:
Йўқ! Улар шак-шубҳада, ўйнамоқдалар.
Malayca:
(Mereka tidak meyakini kebenaran yang dijelaskan kepada mereka), bahkan mereka masih tenggelam dalam keraguan sambil bermain-main dengan perkara ugama.
Arnavutça:
Por, at dyshojnë dhe argëtohen,
Bulgarca:
Но те в съмнение се забавляват.
Sırpça:
али, они сумњају и забављају се.
Çekçe:
A přesto nevěřící v pochybnostech si hrají.
Urduca:
(مگر فی الواقع اِن لوگوں کو یقین نہیں ہے) بلکہ یہ اپنے شک میں پڑے کھیل رہے ہیں
Tacikçe:
На, онҳо ҳамчунон ба шакки худ дилхушанд!
Tatarca:
Имансызлар Коръән вә кыямәт хакында икеләнеп – шикләнеп уйнап көлеп сөйлиләр.
Endonezyaca:
Tetapi mereka bermain-main dalam keragu-raguan.
Amharca:
በእውነቱ እነርሱ የሚጫወቱ ሲኾኑ በመጠራጠር ውስጥ ናቸው፡፡
Tamilce:
மாறாக, அவர்கள் (இந்த வேதத்தை நம்பிக்கை கொள்ளாமல்) சந்தேகத்தில் இருக்கிறார்கள்; (வீண் கேளிக்கைகளில்) விளையாடுகிறார்கள்.
Korece:
그러나 그들은 의심하며 조롱 하니
Vietnamca:
(Những kẻ thờ đa thần không có đức tin vững chắn về điều đó), chúng chỉ biết đùa cợt trong sự hoài nghi.
Ayet Linkleri: