Kur'an Ayetleri

chapter_number: 

38

Ayah_chapter_number: 

2

Ayahid: 

3972

Sayfa No: 

453

Nüzûl Yeri: 

content_ar: 

بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي عِزَّةٍ وَشِقَاقٍ

Çeviriyazı: 

beli-lleẕîne keferû fî `izzetiv veşiḳâḳ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O inkâr edenler bir gurur ve ayrılık içindedirler.

Diyanet İşleri: 

Sad. Öğüt veren Kuran'a and olsun ki, inkar edenler gurur ve ayrılık içindedirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kafir olanlar, ululanmadalar ve isyan içindeler.

Şaban Piriş: 

Kâfir olanlar kibir ve ayrılık içindedirler.

Edip Yüksel: 

Doğrusu, inkar edenler kibir ve ayrılık içindedir.

Ali Bulaç: 

Hayır; o inkar edenler (boş) bir gurur ve bir parçalanma içindedirler.

Suat Yıldırım: 

(Kâfirler) Bu Kur'ân’ı onda şüpheye yer verecek herhangi bir taraf olduğundan değil, ama asıl kendileri Allah’a karşı kibir ve muhalefet taşıdıkları için inkâr ediyorlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Belki o kâfir olanlar, bir gurur ve muhalefet içindedirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İş hiç de onların sandığı gibi değil! O küfre sapanlar bir gurur, ayrılık ve bütünden kopuş içindedirler.

Bekir Sadak: 

38:6

İbni Kesir: 

Hayır, o küfredenler boş bir gurur ve bir parçalanma içindedirler.

Adem Ugur: 

Küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler.

İskender Ali Mihr: 

Hayır, kâfirler gurur ve ayrılık içindedirler.

Celal Yıldırım: 

O inkâr edenler, bir gurur ve bölünme içindedirler.

Tefhim ul Kuran: 

Hayır

Fransızca: 

Ceux qui ont mécru sont plutôt dans l'orgueil et le schisme !

İspanyolca: 

Por los infieles están llenos de orgullo y en oposición.

İtalyanca: 

Sono i miscredenti ad essere nell'orgoglio e nello scisma!

Almanca: 

Nein, sondern diejenigen, die Kufr betrieben haben, sind in Arroganz und Widerspenstigkeit.

Çince: 

不然!不信道者,是妄自尊大、违背真理的。

Hollandaca: 

Waarlijk, de ongeloovigen zijn verkleefd aan trotschheid en twist.

Rusça: 

Однако те, которые не веруют, пребывают в гордыне и разладе с истиной.

Somalice: 

Kuwii gaaloobay waxay kusuganyihiin isla wayni iyo khilaaf (xaqdiido).

Swahilice: 

Lakini walio kufuru wamo katika majivuno na upinzani

Uygurca: 

بەلكى كاپىرلار ئىماندىن باش تارتماقتا ۋە (رەسۇلۇللاھقا) مۇخالىپەتچىلىك قىلماقتا

Japonca: 

いや,信仰のない者たちは,高慢で反抗的である。

Arapça (Ürdün): 

«بل الذين كفروا» من أهل مكة «في عزة» حمية وتكبر عن الإيمان «وشقاق» خلاف وعداوة للنبي صلى الله عليه وسلم.

Hintçe: 

मगर ये कुफ्फ़ार (ख्वाहमख्वाह) तकब्बुर और अदावत में (पड़े अंधे हो रहें हैं)

Tayca: 

แต่ว่าบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาอยู่ในการหยิ่งผยองและการแตกแยก

İbranice: 

כי אלה אשר כפרו ממשיכים בעקשנות רבה ובמחלוקת

Hırvatça: 

doista su oni koji ne vjeruju u osionosti i raskolu!

Rumence: 

Cei care tăgăduiesc sunt în îngâmfare şi în învrăjbire.

Transliteration: 

Bali allatheena kafaroo fee AAizzatin washiqaqin

Türkçe: 

İş hiç de onların sandığı gibi değil! O küfre sapanlar bir gurur, ayrılık ve bütünden kopuş içindedirler.

Sahih International: 

But those who disbelieve are in pride and dissension.

İngilizce: 

But the Unbelievers (are steeped) in self-glory and Separatism.

Azerbaycanca: 

(Məkkə kafirlərinin iman gətirməmələri heç də, onların dediyi kimi, şəkk-şübhə üzündən deyildir). Doğrusu, o kafirlər qürur və nifaq içindədirlər. (İman gətirməyi özlərinə sığışdırmır. Muhəmməd əleyhissəlama qarşı çıxıb onunla ədavət aparırlar).

Süleyman Ateş: 

İnkar edenler bir gurur ve ayrılık içindedirler.

Diyanet Vakfı: 

Küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, birgurur ve tefrika içindedirler.

Erhan Aktaş: 

Doğrusu Kâfirler büyüklenmelerine yediremediklerinden muhalefet ediyorlar.

Kral Fahd: 

küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler.

Hasan Basri Çantay: 

(haal) küfredenler (in iddia etdikleri gibi değildir). Bil´akis (onların dışı boş) bir onur, (içi ise tam) bir tefrika içindedir.

Muhammed Esed: 

Ama hakikati inkara şartlanmış olanlar, boş gurura kapılmış ve (bu sebeple) (doğru yolu bırakıp) yanlış ve eğri yollara sapmışlardır.

Gültekin Onan: 

Hayır

Ali Fikri Yavuz: 

(İş kâfirlerin dediği gibi değil), doğrusu o kâfir olanlar, bir tekebbür ve bir ayrılık içindedirler.

Portekizce: 

Porém, os incrédulos estão imbuídos de arrogância e separatismo.

İsveççe: 

De som förnekar sanningen av högmod och motsägelselusta [och förkastar dess budskap bör tänka på]

Farsça: 

[اینکه قرآن را نمی پذیرند، برای این نیست که زمینه ای برای پذیرش آن وجود ندارد] بلکه کافران [غرق] در تکبّر [و سرکشی و عداوت] و دشمنی اند.

Kürtçe: 

بەڵام ئەوانەی بێ باوەڕن ڕۆ چوون، لە خۆبەگەورە زانین و دژایەتیدا (بەرانبەر ئیسلام و شوێن کەوتووانی)

Özbekçe: 

Аммо куфр келтирганлар кибру ҳаво ва мухолифликдадирлар.

Malayca: 

(Orang-orang yang mengingkari kerasulanmu - wahai Muhammad - tidak berdasarkan kebenaran) bahkan mereka yang kafir itu bersifat sombong angkuh dan suka menentang kebenaran.

Arnavutça: 

(por) jobesimtarët janë mendjemëdhenj dhe përçarës (nuk e pranojnë të Vërtetën)!

Bulgarca: 

Ала неверниците тънат в надменност и противене.

Sırpça: 

заиста су они који не верују инаџије и у расколу!

Çekçe: 

Ba věru ti, kdož nevěří, v marnivosti a odporu setrvávají.

Urduca: 

بلکہ یہی لوگ، جنہوں نے ماننے سے انکار کیا ہے، سخت تکبر اور ضد میں مبتلا ہیں

Tacikçe: 

ки кофирон ҳамчунон дар саркашиву зиддият

Tatarca: 

Бәлки кәферләр хаклыктан каты тәкәбберләнмәктәләр һәм Аллаһуга вә рәсүленә каты каршылык кылмакталар.

Endonezyaca: 

Sebenarnya orang-orang kafir itu (berada) dalam kesombongan dan permusuhan yang sengit.

Amharca: 

ይልቁንም እነዚያ የካዱት ሰዎች በትዕቢትና በክርክር ውስጥ ናቸው፡፡

Tamilce: 

மாறாக, நிராகரிப்பவர்கள் பிடிவாதத்திலும் முரண்பாட்டிலும் இருக்கிறார்கள்.

Korece: 

그러나 불신자들은 거만해 하고 의심으로 불신하나

Vietnamca: 

Tuy nhiên, những kẻ vô đức tin cứ ngoan cố và ngạo mạn.

Etiketler: 

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: