Kur'an Ayetleri

chapter_number: 

13

Ayah_chapter_number: 

29

Ayahid: 

1736

Sayfa No: 

253

Nüzûl Yeri: 

content_ar: 

الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبَىٰ لَهُمْ وَحُسْنُ مَآبٍ

Çeviriyazı: 

elleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti ṭûbâ lehüm veḥusnü meâb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar ki, iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir, ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir!

Diyanet İşleri: 

İnanan ve yararlı iş işleyen kimseler için hoş bir hayat ve dönülecek güzel bir yer vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnananlara ve iyi işlerde bulunanlara gelince: Kutluluk da onlara, dönüp varılacak güzel yurt da.

Şaban Piriş: 

İman edip salih amellerde bulunanlar için (tuba) güzellikler ve varılacak güzel bir yurt vardır.

Edip Yüksel: 

İnanıp erdemli bir hayat sürenler için müjde ve en güzel dönüş yeri vardır.

Ali Bulaç: 

İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır).

Suat Yıldırım: 

Ne mutlu iman edip de makbul ve güzel işler yapanlara!Eninde sonunda dönüp gidilecek güzel yurt onların olacak.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, fevz-ü necât onlara, dönüp gidilecek güzel bir yurd da onlara.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İman edip hak ve barış uğruna iyi işler yapanlara mutluluk ve müjde var, güzel bir gelecek var.

Bekir Sadak: 

Onlara, dunya hayatinda azap vardir, ahiret azabi ise daha cetindir. Allah´a karsi onlari bir koruyan da yoktur.

İbni Kesir: 

İnanmış olup salih ameller işleyenler için, hoş bir hayat ve güzel bir gelecek vardır.

Adem Ugur: 

İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.

İskender Ali Mihr: 

Âmenû olanlar (ölmeden önce Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefsi ıslâh edici amel) yapanlar ne mutlu onlara ve meabın (sığınağın) (en) güzeli onların.

Celal Yıldırım: 

İmân ettikten sonra güzel ve yararlı amellerde bulunanlara müjde ve mutluluk

Tefhim ul Kuran: 

İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır) .

Fransızca: 

Ceux qui croient et font de bonnes oeuvres, auront le plus grand bien et aussi le plus bon retour.

İspanyolca: 

quienes crean y obren bien, serán bienaventurados y tendrán un bello lugar de retorno.

İtalyanca: 

Coloro che credono e operano il bene, avranno la beatitudine e il miglior rifugio.

Almanca: 

Diejenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, für sie gibt es Glückseligkeit und schöne Rückkehr.

Çince: 

信道而且行善者,得享幸福和优美的归宿。

Hollandaca: 

Zij die gelooven en doen wat recht is, zullen de gelukzaligheid genieten en eene gelukkige opstanding deelachtig worden.

Rusça: 

Тем, которые уверовали и совершали праведные деяния, уготованы блаженство и прекрасное место возвращения.

Somalice: 

ee ah kuwa rumeeyey xaqa falayna camal suuban waxaana u sugnaaday khayr iyo Nicmo iyo Noqosho wanaagsan.

Swahilice: 

Wale walio amini na wakatenda mema watakuwa na raha na marejeo mazuri.

Uygurca: 

ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار خۇشاللىققا، گۈزەل قارارگاھقا (يەنى جەننەتكە) ئېرىشىدۇ

Japonca: 

信仰して,善行に励む者にとっては,至福〔トゥーバー〕がかれらのものであり,善美な所が(究極の)帰り所である。

Arapça (Ürdün): 

«الذين آمنوا وعملوا الصالحات» مبتدأ خبره «طوبى» مصدر من الطيب أو شجرة في الجنة يسير الراكب في ظلها مائة عام ما يقطعها «لهم وحسن مآب» مرجع.

Hintçe: 

जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और अच्छे अच्छे काम किए उनके वास्ते (बेहश्त में) तूबा (दरख्त) और ख़ुशहाली और अच्छा अन्जाम है

Tayca: 

“บรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดี ความผาสุกย่อมได้แก่พวกเขา และเป็นการกลับไปที่ดียิ่ง”

İbranice: 

אלה אשר האמינו ועושי הטובות, יהיה גמול טוב להם , וכמה טובה השיבה (לגן העדן)

Hırvatça: 

Onima koji vjeruju i čine dobra djela - blago njima, njih čeka divno prebivalište.

Rumence: 

pe cei care cred şi săvârşesc fapte bune. Ferice de ei, căci frumos este locul unde se vor întoarce!

Transliteration: 

Allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati tooba lahum wahusnu maabin

Türkçe: 

İman edip hak ve barış uğruna iyi işler yapanlara mutluluk ve müjde var, güzel bir gelecek var.

Sahih International: 

Those who have believed and done righteous deeds - a good state is theirs and a good return.

İngilizce: 

For those who believe and work righteousness, is (every) blessedness, and a beautiful place of (final) return.

Azerbaycanca: 

İman gətirib yaxşı işlər görənlərin xoş halına! (Onları) gözəl bir sığınacaq (Cənnət gözləyir)!

Süleyman Ateş: 

İşte mutluluk ve güzel gelecek, o inanıp güzel işler yapanlarındır.

Diyanet Vakfı: 

İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.

Erhan Aktaş: 

Îmân Eden ve sâlihâtı(1) yapanlara ne mutlu. Dönüş yerinin iyisi onlarındır.

Kral Fahd: 

İman edenler ve sâlih amel işleyenler için iyi bir hayat ve güzel bir gelecek vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Îman edib de güzel işler (hareketler ve ibâdetler) yapanlar: Ne mutlu onlara! (Nihayet) dönüb gidilecek güzel yurd da (onların).

Muhammed Esed: 

(Evet,) imana erişen ve dürüst ve erdemli davranan o kimseler ki, kendileri için (bu dünyada) huzurlu bir hayat, (ahirette de) varılacak yerlerin en güzeli ayırılmıştır!"

Gültekin Onan: 

İnanıp salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Dönüş yerinin (meab) güzeli (onlarındır).

Ali Fikri Yavuz: 

İman edip de sâlih ameller işliyenler (var ya), ne mutlu onlara! Ahirette güzel barınak da onların!

Portekizce: 

Os fiéis que praticam o bem terão a bem-aventurança e terão feliz retorno.

İsveççe: 

De som tror och lever rättskaffens skall vinna inre glädje och en lycklig återkomst [till Gud]!"

Farsça: 

کسانی که ایمان آوردند، و کارهای شایسته انجام دادند، برای آنان زندگی خوش و با سعادت و بازگشتی نیک است.

Kürtçe: 

ئەوانەی بڕوایان ھێناوە و کردەوە چاکەکانیان کردووە خۆش بەختی بۆ ئەوانە لەگەڵ سەرەنجامی چاک

Özbekçe: 

Иймон келтирганлар ва яхши амалларни қилганларга хушнудлик ва гўзал маскан бор.

Malayca: 

Orang-orang yang beriman dan beramal soleh, beroleh kebahagiaan yang amat mengembirakan dan tempat kembali yang sebaik-baiknya.

Arnavutça: 

Ata që besojnë dhe punojnë vepra të mira, të lumtë ata; për ta ka vendbanim të mrekullueshëm!

Bulgarca: 

За онези, които вярват и вършат праведни дела, ще има блаженство и прекрасно завръщане.

Sırpça: 

Онима који верују и чине добра дела - благо њима, њих чека дивно пребивалиште.

Çekçe: 

a ty, kdož uvěřili a dobré skutky konali; těm dostane se blaženosti a překrásného místa pobytu.'

Urduca: 

پھر جن لوگوں نے دعوت حق کو مانا اور نیک عمل کیے وہ خوش نصیب ہیں اور ان کے لیے اچھا انجام ہے

Tacikçe: 

Зиндагии хуш ва бозгаштангоҳи некӯ аз они касонест, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд.

Tatarca: 

Бит иман китереп тә изге гамәлләр кылган кешеләргә, шиксез, шатлык, хушлык вә Тубә агачы астында күләгәләнү булыр вә күркәм урынлар булыр.

Endonezyaca: 

Orang-orang yang beriman dan beramal saleh, bagi mereka kebahagiaan dan tempat kembali yang baik.

Amharca: 

እነዚያ ያመኑትና መልካም ሥራዎችን የሠሩት ለእነሱ ደግ ኑሮ መልካም መመለሻም አላቸው፡፡

Tamilce: 

எவர்கள் (அல்லாஹ்வை) நம்பிக்கை கொண்டு, நற்செயல்களை செய்தார்களோ அவர்களுக்கு மகிழ்ச்சியும் கண்குளிர்ச்சியும் அழகிய மீளுமிடமும் உண்டு.

Korece: 

믿음을 갖고 선을 행하는 이들은 축복과 아름다운 최후의 거 처가 그들의 것이라

Vietnamca: 

Những người có đức tin và hành thiện sẽ được hạnh phúc và một kết cục viên mãn.