content_ar:
الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبَىٰ لَهُمْ وَحُسْنُ مَآبٍ
Çeviriyazı:
elleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti ṭûbâ lehüm veḥusnü meâb.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar ki, iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir, ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir!
Diyanet İşleri:
İnanan ve yararlı iş işleyen kimseler için hoş bir hayat ve dönülecek güzel bir yer vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnananlara ve iyi işlerde bulunanlara gelince: Kutluluk da onlara, dönüp varılacak güzel yurt da.
Şaban Piriş:
İman edip salih amellerde bulunanlar için (tuba) güzellikler ve varılacak güzel bir yurt vardır.
Edip Yüksel:
İnanıp erdemli bir hayat sürenler için müjde ve en güzel dönüş yeri vardır.
Ali Bulaç:
İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır).
Suat Yıldırım:
Ne mutlu iman edip de makbul ve güzel işler yapanlara!Eninde sonunda dönüp gidilecek güzel yurt onların olacak.
Ömer Nasuhi Bilmen:
O kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, fevz-ü necât onlara, dönüp gidilecek güzel bir yurd da onlara.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip hak ve barış uğruna iyi işler yapanlara mutluluk ve müjde var, güzel bir gelecek var.
Bekir Sadak:
Onlara, dunya hayatinda azap vardir, ahiret azabi ise daha cetindir. Allah´a karsi onlari bir koruyan da yoktur.
İbni Kesir:
İnanmış olup salih ameller işleyenler için, hoş bir hayat ve güzel bir gelecek vardır.
Adem Ugur:
İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.
İskender Ali Mihr:
Âmenû olanlar (ölmeden önce Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefsi ıslâh edici amel) yapanlar ne mutlu onlara ve meabın (sığınağın) (en) güzeli onların.
Celal Yıldırım:
İmân ettikten sonra güzel ve yararlı amellerde bulunanlara müjde ve mutluluk
Tefhim ul Kuran:
İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır) .
Fransızca:
Ceux qui croient et font de bonnes oeuvres, auront le plus grand bien et aussi le plus bon retour.
İspanyolca:
quienes crean y obren bien, serán bienaventurados y tendrán un bello lugar de retorno.
İtalyanca:
Coloro che credono e operano il bene, avranno la beatitudine e il miglior rifugio.
Almanca:
Diejenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, für sie gibt es Glückseligkeit und schöne Rückkehr.
Çince:
信道而且行善者,得享幸福和优美的归宿。
Hollandaca:
Zij die gelooven en doen wat recht is, zullen de gelukzaligheid genieten en eene gelukkige opstanding deelachtig worden.
Rusça:
Тем, которые уверовали и совершали праведные деяния, уготованы блаженство и прекрасное место возвращения.
Somalice:
ee ah kuwa rumeeyey xaqa falayna camal suuban waxaana u sugnaaday khayr iyo Nicmo iyo Noqosho wanaagsan.
Swahilice:
Wale walio amini na wakatenda mema watakuwa na raha na marejeo mazuri.
Uygurca:
ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار خۇشاللىققا، گۈزەل قارارگاھقا (يەنى جەننەتكە) ئېرىشىدۇ
Japonca:
信仰して,善行に励む者にとっては,至福〔トゥーバー〕がかれらのものであり,善美な所が(究極の)帰り所である。
Arapça (Ürdün):
«الذين آمنوا وعملوا الصالحات» مبتدأ خبره «طوبى» مصدر من الطيب أو شجرة في الجنة يسير الراكب في ظلها مائة عام ما يقطعها «لهم وحسن مآب» مرجع.
Hintçe:
जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और अच्छे अच्छे काम किए उनके वास्ते (बेहश्त में) तूबा (दरख्त) और ख़ुशहाली और अच्छा अन्जाम है
Tayca:
“บรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดี ความผาสุกย่อมได้แก่พวกเขา และเป็นการกลับไปที่ดียิ่ง”
İbranice:
אלה אשר האמינו ועושי הטובות, יהיה גמול טוב להם , וכמה טובה השיבה (לגן העדן)
Hırvatça:
Onima koji vjeruju i čine dobra djela - blago njima, njih čeka divno prebivalište.
Rumence:
pe cei care cred şi săvârşesc fapte bune. Ferice de ei, căci frumos este locul unde se vor întoarce!
Transliteration:
Allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati tooba lahum wahusnu maabin
Türkçe:
İman edip hak ve barış uğruna iyi işler yapanlara mutluluk ve müjde var, güzel bir gelecek var.
Sahih International:
Those who have believed and done righteous deeds - a good state is theirs and a good return.
İngilizce:
For those who believe and work righteousness, is (every) blessedness, and a beautiful place of (final) return.
Azerbaycanca:
İman gətirib yaxşı işlər görənlərin xoş halına! (Onları) gözəl bir sığınacaq (Cənnət gözləyir)!
Süleyman Ateş:
İşte mutluluk ve güzel gelecek, o inanıp güzel işler yapanlarındır.
Diyanet Vakfı:
İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.
Erhan Aktaş:
Îmân Eden ve sâlihâtı(1) yapanlara ne mutlu. Dönüş yerinin iyisi onlarındır.
Kral Fahd:
İman edenler ve sâlih amel işleyenler için iyi bir hayat ve güzel bir gelecek vardır.
Hasan Basri Çantay:
Îman edib de güzel işler (hareketler ve ibâdetler) yapanlar: Ne mutlu onlara! (Nihayet) dönüb gidilecek güzel yurd da (onların).
Muhammed Esed:
(Evet,) imana erişen ve dürüst ve erdemli davranan o kimseler ki, kendileri için (bu dünyada) huzurlu bir hayat, (ahirette de) varılacak yerlerin en güzeli ayırılmıştır!"
Gültekin Onan:
İnanıp salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Dönüş yerinin (meab) güzeli (onlarındır).
Ali Fikri Yavuz:
İman edip de sâlih ameller işliyenler (var ya), ne mutlu onlara! Ahirette güzel barınak da onların!
Portekizce:
Os fiéis que praticam o bem terão a bem-aventurança e terão feliz retorno.
İsveççe:
De som tror och lever rättskaffens skall vinna inre glädje och en lycklig återkomst [till Gud]!"
Farsça:
کسانی که ایمان آوردند، و کارهای شایسته انجام دادند، برای آنان زندگی خوش و با سعادت و بازگشتی نیک است.
Kürtçe:
ئەوانەی بڕوایان ھێناوە و کردەوە چاکەکانیان کردووە خۆش بەختی بۆ ئەوانە لەگەڵ سەرەنجامی چاک
Özbekçe:
Иймон келтирганлар ва яхши амалларни қилганларга хушнудлик ва гўзал маскан бор.
Malayca:
Orang-orang yang beriman dan beramal soleh, beroleh kebahagiaan yang amat mengembirakan dan tempat kembali yang sebaik-baiknya.
Arnavutça:
Ata që besojnë dhe punojnë vepra të mira, të lumtë ata; për ta ka vendbanim të mrekullueshëm!
Bulgarca:
За онези, които вярват и вършат праведни дела, ще има блаженство и прекрасно завръщане.
Sırpça:
Онима који верују и чине добра дела - благо њима, њих чека дивно пребивалиште.
Çekçe:
a ty, kdož uvěřili a dobré skutky konali; těm dostane se blaženosti a překrásného místa pobytu.'
Urduca:
پھر جن لوگوں نے دعوت حق کو مانا اور نیک عمل کیے وہ خوش نصیب ہیں اور ان کے لیے اچھا انجام ہے
Tacikçe:
Зиндагии хуш ва бозгаштангоҳи некӯ аз они касонест, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд.
Tatarca:
Бит иман китереп тә изге гамәлләр кылган кешеләргә, шиксез, шатлык, хушлык вә Тубә агачы астында күләгәләнү булыр вә күркәм урынлар булыр.
Endonezyaca:
Orang-orang yang beriman dan beramal saleh, bagi mereka kebahagiaan dan tempat kembali yang baik.
Amharca:
እነዚያ ያመኑትና መልካም ሥራዎችን የሠሩት ለእነሱ ደግ ኑሮ መልካም መመለሻም አላቸው፡፡
Tamilce:
எவர்கள் (அல்லாஹ்வை) நம்பிக்கை கொண்டு, நற்செயல்களை செய்தார்களோ அவர்களுக்கு மகிழ்ச்சியும் கண்குளிர்ச்சியும் அழகிய மீளுமிடமும் உண்டு.
Korece:
믿음을 갖고 선을 행하는 이들은 축복과 아름다운 최후의 거 처가 그들의 것이라
Vietnamca:
Những người có đức tin và hành thiện sẽ được hạnh phúc và một kết cục viên mãn.
Ayet Linkleri: