Kur'an Ayetleri

chapter_number: 

6

Ayah_chapter_number: 

37

Ayahid: 

826

Sayfa No: 

132

Nüzûl Yeri: 

content_ar: 

وَقَالُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ آيَةٌ مِّن رَّبِّهِ ۚ قُلْ إِنَّ اللَّهَ قَادِرٌ عَلَىٰ أَن يُنَزِّلَ آيَةً وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

veḳâlû levlâ nüzzile `aleyhi âyetüm mir rabbih. ḳul inne-llâhe ḳâdirun `alâ ey yünezzile âyetev velâkinne ekŝerahüm lâ ya`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?" De ki: "Şüphesiz ki Allah, bir mucize indirmeye kâdirdir, fakat çokları bilmezler".

Diyanet İşleri: 

Rabbinden ona (Muhammed'e) bir belge indirilseydi ya dediler. De ki: "Doğrusu Allah bir belge indirmeye Kadir'dir, fakat çoğu bilmezler."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Rabbinden ona bir delil indirilse derler. De ki: Allah'ın delil indirmiye gücü yeter ama onların çoğu bilmez.

Şaban Piriş: 

Peygambere: "Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?" dediler. De ki: Allah, bir mucize indirmeye elbette kadirdir. Fakat onların çoğu bilmezler.

Edip Yüksel: 

Ona Rabbinden bir ayet (mucize) inmeli değil miydi!," diyorlar. De ki: "ALLAH istediği an bir ayet indirebilir; fakat çoğu bunu bilmez.

Ali Bulaç: 

"Ona Rabbinden bir ayet indirilmeli değil miydi?" dediler. De ki: Şüphesiz Allah, ayet indirmeye güç yetirendir." Ama onların çoğu bilmezler.

Suat Yıldırım: 

“Ona bizim ısrarla istediğimiz bambaşka bir mûcize indirilse ya!” deyip duruyorlar. De ki: “Şüphesiz Allah öyle bir mûcize göndermeye kadirdir, fakat onların çoğu bunu bilmezler. [10,20; 13,7.27; 17,90-59; 26,4] {KM, Matta 16,1; Markos 8,11}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve dediler ki: «Onun üzerine Rabbinden bir âyet indirilmeli değil mi idi?» De ki: «Şüphe yok Allah Teâlâ âyet indirmeğe kâdirdir. Fakat onların çoğu bilmezler.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Kuşkusuz, Allah bir mucize indirmeye Kaadir'dir. Fakat çokları bilmiyorlar."

Bekir Sadak: 

Hayir

İbni Kesir: 

Ve dediler ki: Ona Rabbından bir ayet indirilmeli değil miydi? De ki: Şüphesiz Allah, ayet indirmeye kadirdir. Ne var ki, onların çoğu bilmezler.

Adem Ugur: 

O´na Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! dediler. De ki: Şüphesiz Allah mucize indirmeye kadirdir. Fakat onların çoğu bilmezler.

İskender Ali Mihr: 

Ve “Ona Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse, olmaz mı?” dediler. “Muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Ve O´na (Muhammed´e) Rabbinden bir başka âyet (herkesi inandırıcı mu´cize) indirilseydi ya, derler. De ki: Allah´ın bir âyet indirmeğe mutlaka gücü yeter. Ne var ki onların çoğu (bu yüce kudreti, ilâhî sünneti) bilmezler.

Tefhim ul Kuran: 

«Ona Rabbinden bir ayet indirilmeli değil miydi?» dediler. De ki: «Şüphesiz Allah, ayet indirmeye güç yetirendir.» Ama onların çoğu bilmezler.

Fransızca: 

Et ils disent : "Pourquoi n'a-t-on pas fait descendre sur lui (Muhammad) un miracle de la part de son Seigneur ? " Dis : " Certes Allah est capable de faire descendre un miracle. Mais la plupart d'entre eux ne savent pas".

İspanyolca: 

Dicen: «¿Por qué no se le ha revelado un signo que procede de su Señor?» Di: «Alá es capaz de revelar un signo». Pero la mayoría no saben.

İtalyanca: 

E dicono: «Perché non è stato fatto scendere su di lui un segno [da parte] del suo Signore?». Di': «In verità Allah ha il potere di far scendere un segno, ma la maggior parte di loro non sa nulla».

Almanca: 

Und sie sagten: "Würde ihm doch eine Aya von seinem HERRN nach und nach hinabgesandt!" Sag: "Gewiß, ALLAH ist immer im Stande, eine Aya nach und nach hinabzusenden." Doch die meisten von ihnen wissen es nicht.

Çince: 

他们说:为什么没有一种迹象从他的主降临他呢?你说:真主确是能降示一种迹象的。但他们大半不知道。

Hollandaca: 

De ongeloovigen zeggen, dat, zoo lang hun geen wonder van den Heer zal worden geopenbaard, zij niet zullen gelooven. Antwoordt: Waarlijk, God is in staat een wonder te doen; maar het grootste deel hunner weet het niet.

Rusça: 

Они говорят: "Почему ему не ниспослано знамение от его Господа?" Скажи: "Аллах властен ниспослать знамение". Но большинство их не обладает знанием.

Somalice: 

Waxay Dhaheen maxaa loogu soo Dejin waayey «Mucjisad» Aayad Xagga Eebihiis, waxaad Dhahdaa Eebe waa karaa inuu soo Dejiyo Aayad Badankoodse ma Oga.

Swahilice: 

Na wamesema: Kwa nini hakuteremshiwa muujiza kutoka kwa Mola wake Mlezi? Sema: Hakika Mwenyezi Mungu ni Muweza wa kuteremsha muujiza. Lakini wengi wao hawajui.

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى مەككە كۇففارلىرى): «نېمىشقا مۇھەممەدكە پەرۋەردىگارىدىن بىر مۆجىزە چۈشۈرۈلمىدى؟» دەيدۇ، ئېيتقىنكى، «اﷲ مۆجىزە چۈشۈرۈشكە ھەقىقەتەن قادىر». لېكىن ئۇلارنىڭ تولىسى (مۆجىزە نازىل بولۇپ ئىمان ئېيتمىسا بالاغا دۇچار بولىدىغانلىقىنى) بىلمەيدۇ

Japonca: 

かれらは言う。「何故かれに,主から印が下されないのであろうか。」言ってやるがいい。「アッラーは,確かに印を下す御力を持っておられる。だがかれらの多くは,理解しないのである。」

Arapça (Ürdün): 

«وقالوا» أي كفار مكة «لولا» هلا «نزَّل عليه آية من ربه» كالناقة والعصا والمائدة «قل» لهم «إن الله قادر على أن ينزِّل» بالتشديد والتخفيف «آية» مما اقترحوا «ولكن أكثرهم لا يعلمون» أن نزولها بلاء عليهم لوجوب هلاكهم إن جحدوها.

Hintçe: 

और कुफ्फ़ार कहते हैं कि (आख़िर) उस नबी पर उसके परवरदिगार की तरफ से कोई मौजिज़ा क्यों नहीं नाज़िल होता तो तुम (उनसे) कह दो कि ख़ुदा मौजिज़े के नाज़िल करने पर ज़रुर क़ादिर है मगर उनमें के अक्सर लोग (ख़ुदा की मसलहतों को) नहीं जानते

Tayca: 

และพวกเขากล่าวว่า ไฉนเล่าจึงไม่มีสัญญาณหนึ่งจากพระเจ้าของเขาถูกให้ลงมาแก่เขา จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) แท้จริงอัลลอฮ์นั้นทรงสามารถที่จะให้สัญญาณหนึ่งลงมา แต่ทว่าส่วนมากพวกเขานั้นไม่รู้

İbranice: 

ואמרו, 'מדוע לא הורד אליו אות מעם ריבונו (המאשר את נבואתו'?) אמור 'אלוהים יכול להוריד כל אות, אולם רובם אינם יודעים

Hırvatça: 

Oni govore: "Zašto mu ne bude spušten od njegova Gospodara kakav znak." Reci: "Allah je, zaista, kadar spustiti znak, ali većina njih ne zna."

Rumence: 

Ei spun: “De ce nici un semn de la Domnul lui n-a fost pogorât asupra sa?” Spune: “Dumnezeu are putinţa să pogoare un semn, însă cei mai mulţi nu ştiu.”

Transliteration: 

Waqaloo lawla nuzzila AAalayhi ayatun min rabbihi qul inna Allaha qadirun AAala an yunazzila ayatan walakinna aktharahum la yaAAlamoona

Türkçe: 

Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Kuşkusuz, Allah bir mucize indirmeye Kaadir'dir. Fakat çokları bilmiyorlar."

Sahih International: 

And they say, "Why has a sign not been sent down to him from his Lord?" Say, "Indeed, Allah is Able to send down a sign, but most of them do not know."

İngilizce: 

They say: "Why is not a sign sent down to him from his Lord?" Say: "Allah hath certainly power to send down a sign: but most of them understand not.

Azerbaycanca: 

(Məkkə müşrikləri) dedilər: “Məgər ona (Peyğəmbərə) Rəbbindən bir mö’cüzə endirilməli deyildimi?” De: “Allah mö’cüzə endirməyə qadirdir. Lakin onların çoxu (belə bir mö’cüzə göndərildikdə onu inkar edəcəkləri təqdirdə başlarına gələcək müsibət və fəlakəti) bilməz!

Süleyman Ateş: 

Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mu'cize indirilmeli değil miydi?" De ki: "Şüphesiz Allah, bir mu'cize indirmeğe kadirdir, fakat çokları bilmezler."

Diyanet Vakfı: 

O'na Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! dediler. De ki: Şüphesiz Allah mucize indirmeye kadirdir. Fakat onların çoğu bilmezler.

Erhan Aktaş: 

Ona, “Rabb’inden bir âyet(1) indirilmeli değil miydi?” dediler. De ki: “Elbette ki Allah, bir âyet(1) indirmeye kâdirdir. Ancak onların çoğu bunu bilmezler.”

Kral Fahd: 

O'na Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! dediler. (Ey Muhammed!) Onlara de ki: "Allah, bir mucize indirmeye elbette kadirdir." Fakat onların çoğu (bunun kendileri için hayır mı, yoksa şer mi olduğunu) bilmezler.

Hasan Basri Çantay: 

(Şöyle) dediler: «Ona Rabbinden bir âyet (mu´cize) indirilmeli değil miydi?». De ki: «Şübhesiz Allah âyet (mu´cize) indirmiye kaadirdir». Fakat onların çoğu bilmezler.

Muhammed Esed: 

Ve onlar: "Neden ona Rabbi tarafından hiçbir mucizevi işaret bahşedilmedi?" diye sorarlar. De ki: "Allah, katından her türlü işareti indirmeye kadirdir". Ama insanların çoğu bundan habersizdir,

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Mekke kâfirleri) şöyle dediler: “- O Peygambere, Rabbinden bir başka mûcize indirilse ya!” De ki: “- Allah, onların istediği şekilde bir mûcize indirmeğe kadirdir

Portekizce: 

Dizem: Por que não lhe foi revelado um sinal de seu Senhor? Responde-lhes: Deus é capaz de revelar um sinal. Porém,sua maioria o ignora.

İsveççe: 

Och de säger: "Varför har han inte fått ett tecken från sin Herre?" Säg: "Gud har makt att ge tecken [och Han ger ständiga tecken] men de flesta människor är inte medvetna om detta."

Farsça: 

و [مرده دلان] گفتند: چرا معجزه ای از سوی پروردگارش [همانند معجزات پیامبران گذشته] بر او نازل نمی شود؟ بگو: یقیناً خدا قدرت دارد که معجزه ای [نظیر آنچه آنان درخواست دارند] نازل کند، ولی [این گونه درخواست های نابجا به سبب این است که] بیشترشان [شرایط و موقعیت ها را] نمی دانند.

Kürtçe: 

ووتیان بۆچی لەلایەن پەروەردگاریەوە موعجیزەیەکی بۆ نەھاتۆتە خوارەوە بڵێ بێگومان خوا بە توانایە کە بەڵگە و نیشانەیەک بھێنێتە خوارەوە بەڵام زۆربەیان نازانن

Özbekçe: 

Улар: «Унга Роббидан бир оят-мўъжиза тушса эди?» дерлар. Сен: «Албатта, Аллоҳ оят-мўъжиза туширишга қодирдир», деб айт. Лекин кўплари билмаслар.

Malayca: 

Dan mereka (golongan kafir musyrik) berkata: "Alangkah eloknya kalau diturunkan kepada Muhammad satu mukjizat dari Tuhannya?" Katakanlah (wahai Muhammad): "Sesungguhnya Allah berkuasa menurunkan mukjizat", akan tetapi kebanyakan mereka tidak mengetahui (balasan yang akan menimpa mereka kalau mereka enggan beriman).

Arnavutça: 

Ata thonë: “Ah! Pse nuk ia zbriti atij ndonjë mrekulli, Zoti i tij?” Thuaj: “Perëndia është i fuqishëm të dërgojë mrekulli, por shumica e tyre nuk e di (Fuqinë e Perëndisë)”.

Bulgarca: 

И рекоха: “Да бе му низпослано знамение от неговия Господ!” Кажи [о, Мухаммад]: “Аллах е способен да спусне знамение, ала повечето от тях не знаят.”

Sırpça: 

Они говоре: „Зашто му не буде спуштен од његовог Господара какав знак.“ Реци: „Аллах је, заиста, у стању да спусти знак, али већина њих не зна.“

Çekçe: 

Říkají: 'Proč mu nebylo sesláno nějaké znamení od Pána jeho?' Odpověz: 'Bůh věru je schopen seslat znamení, avšak většina z nich to neví.'

Urduca: 

یہ لوگ کہتے ہیں کہ اِس نبی پر اس کے رب کی طرف سے کوئی نشانی کیوں نہیں اتری؟ کہو، اللہ نشانی اتارنے کی پوری قدرت رکھتا ہے، مگر ان میں سے اکثر لوگ نادانی میں مبتلا ہیں

Tacikçe: 

Ва гуфтанд: «Чаро мӯъҷизае аз Парвардигораш бар ӯ нозил нашуда?» Бигӯ: «Худо қодир аст, ки мӯъҷизае фурӯ фиристад. Вале бештаринашон намедонанд!»

Tatarca: 

Кәферләр әйттеләр: "Кәшки Мухәммәдкә Раббысыннан аның пәйгамбәрлеген дөресләүче могҗиза иңдерелсәче", – дип. Син аларга әйт: "Тәхкыйк Аллаһ кадир могҗиза иңдерергә, ләкин аларның күберәге белмиләр. Ягъни могҗизага ышанмаган кешеләргә могҗизага ияреп ґәзаб килгәнен белмиләр.

Endonezyaca: 

Dan mereka (orang-orang musyrik Mekah) berkata: "Mengapa tidak diturunkan kepadanya (Muhammad) suatu mukjizat dari Tuhannya?" Katakanlah: "Sesungguhnya Allah kuasa menurunkan suatu mukjizat, tetapi kebanyakan mereka tidak mengetahui".

Amharca: 

«ከጌታውም በእርሱ ላይ ለምን ተዓምር አልተወረደም» አሉ፡፡ «አላህ ተአምርን በማውረድ ላይ ቻይ ነው» በላቸው፡፡ ግን አብዛኞቻቸው አያውቁም፡፡

Tamilce: 

“(நம் விருப்பப்படி) ஓர் அத்தாட்சி அவருடைய இறைவனிடமிருந்து அவர் மீது இறக்கப்பட வேண்டாமா?’’ என்று (இணைவைப்பாளர்கள்) கூறினர். (நபியே!) கூறுவீராக: ஓர் அத்தாட்சியை இறக்குவதற்கு நிச்சயமாக அல்லாஹ் ஆற்றலுடையவன்தான். எனினும் அவர்களில் அதிகமானோர் அறியமாட்டார்கள்.

Korece: 

이때 그들이 왜 그의 주님으로부터 그에게 예증이 오지 않느 뇨 일러가로되 하나님은 예증을 보내실 권능을 가지고 계시나 그 들 대다수가 알지 못함이더라 하 여라

Vietnamca: 

(Những kẻ đa thần) nói: “Sao Y (Muhammad) không được ban cho một phép lạ từ Thượng Đế của mình (để làm minh chứng cho sứ mạng của Y cơ chứ?) Ngươi (Thiên Sứ) hãy nói: “Chắc chắn Allah thừa khả năng ban xuống một phép lạ (theo ý muốn của họ) nhưng đa số bọn họ lại không biết (Allah chỉ ban phép lạ xuống theo mục đích Ngài muốn chứ không theo ý của họ).