content_ar:
وَلْيَحْكُمْ أَهْلُ الْإِنجِيلِ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ فِيهِ ۚ وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
Çeviriyazı:
velyaḥküm ehlü-l'incîli bimâ enzele-llâhü fîh. vemel lem yaḥküm bimâ enzele-llâhü feülâike hümü-lfâsiḳûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İncil ehli de Allah'ın ona indirdikleriyle hükmetsinler. Kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.
Diyanet İşleri:
İncil sahibleri Allah'ın onda indirdikleri ile hükmetsinler. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar fasık olanlardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İncil ehli de, Allah'ın o kitapta indirdiği hükümlerle hüküm versinler. Ve kimler Allah'ın indirdiği hükme göre hüküm vermezlerse onlardır Tanrı buyruğundan çıkanların ta kendileri.
Şaban Piriş:
İncil ehli, Allah’ın onda indirdikleri ile hükmetsinler, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar fasıklardır.
Edip Yüksel:
İncil halkı ALLAH'ın onda indirdiğiyle hüküm versin. Kim ALLAH'ın indirdiği ile hüküm vermezse işte onlar yoldan çıkanlardır.
Ali Bulaç:
İncil sahipleri Allah'ın onda indirdikleriyle hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, fasık olanlardır.
Suat Yıldırım:
Ve dedik ki: Ehl-i İncîl de, Allah'ın o kitapta indirdiği ile hükmetsin. Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam fâsıktırlar. [7,157; 5,68]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve İncil ehli de Allah Teâlâ´nın indirmiş olduğu (ahkâm) ile hükmetsin. Ve her kim Allah Teâlâ´nın indirmiş olduğu ile hükmetmezse işte onlar fâsıklardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
İncil bağlıları Allah'ın onda indirdiğiyle hükmetsinler. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler sapıkların ta kendileridir.
Bekir Sadak:
Ey Inananlar! Yahudileri ve hiristiyanlari dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandir. Allah zulmeden kimseleri dogru yola eristirmez.
İbni Kesir:
İncil ehli, Allah´ın onda indirdikleri ile hükmetsinler. Kim de Allah´ın indirdiği ile hükmetmezse
Adem Ugur:
İncil´e inananlar, Allah´ın onda indirdiği (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah´ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fâsıklardır.
İskender Ali Mihr:
Ve İncil sahipleri, Allâh´ın onda (İncil´de) indirdiği (ahkâm) ile hükmetsinler. Ve kim, Allâh´ın indirdiği ile hükmetmezse, o taktirde işte onlar fâsıklardır.
Celal Yıldırım:
(Onlara dedik ki:) Artık İncil´e bağlı olanlar, Allah´ın onda indirdiğiyle hükmetsin. Kim Allah´ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar Hak yolunu ve ilâhî sınırları aşan günahkârlardır.
Tefhim ul Kuran:
İncil sahipleri Allah´ın onda indirdikleriyle hükmetsinler. Kim Allah´ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, fasık olanlardır.
Fransızca:
Que les gens de l'évangile jugent d'après ce qu'Allah y a fait descendre. Ceux qui ne jugent pas d'après ce qu'Allah a fait descendre, ceux-là sont les pervers.
İspanyolca:
Que la gente del Evangelio decida según lo que Alá ha revelado en él. Quienes no decidan según lo que Alá ha revelado ésos son los perversos.
İtalyanca:
Giudichi la gente del Vangelo in base a quello che Allah ha fatto scendere. Coloro che non giudicano secondo quello che Allah ha fatto scendere, questi sono gli iniqui.
Almanca:
Und die Leute von Alindschil sollen danach richten, was ALLAH darin hinabgesandt hat. Und wer nicht danach richtet, was ALLAH hinabgesandt hat, diese sind die wirklichen Fasiq.
Çince:
信奉《引支勒》的人,当依真主在《引支勒》中所降示的律例而判决。凡不依真主所降示的经典而判决的人,都是犯罪的。
Hollandaca:
Opdat zij, die het evangelie hebbende ontvangen, mochten richten volgens hetgeen God daarin had geopenbaard; en zij die niet richten, volgens hetgeen God heeft geopenbaard, zijn zondaren.
Rusça:
Пусть люди Инджила (Евангелия) судят согласно тому, что Аллах ниспослал в нем. Те же, которые не принимают решений в соответствии с тем, что ниспослал Аллах, являются нечестивцами.
Somalice:
Ila Xukumeen Ehelka Injiil wuxuu ku soo Dejiyey Eebe Dhexdiisa, Cidaan Xukumin wuxuu soo Dejiyey Eebe waa Mid Faasiq ah uun.
Swahilice:
Na wahukumu Watu wa Injili kwa yale aliyo teremsha Mwenyezi Mungu ndani yake. Na wasio hukumu kwa yale aliyo yateremsha Mwenyezi Mungu basi hao ndio wapotofu.
Uygurca:
ئەھلى ئىنجىللار (يەنى ناسارالار) اﷲ ئىنجىلدا نازىل قىلغان ئەھكاملار بويىچە ھۆكۈم قىلسۇن، اﷲ نازىل قىلغان ئايەتلەر بويىچە ھۆكۈم قىلمىغانلار پاسىقلاردۇر
Japonca:
それで福音の信者(キリスト教徒)にはアッラーがその中(福音書)に示されたものによって裁かせなさい。凡そアッラーが下されるものによらずに,裁く者は主の掟に背く者である。
Arapça (Ürdün):
«و» قلنا «لْيَحْكُمْ أهل الإنجيل بما أنزل الله فيه» من الأحكام وفي قراءة بنصب يحكم وكسر لامه عطفا على معمول آتيناه «ومن لم يحكم بما أنزل الله فأولئك هم الفاسقون».
Hintçe:
और इन्जील वालों (नसारा) को जो कुछ ख़ुदा ने (उसमें) नाज़िल किया है उसके मुताबिक़ हुक्म करना चाहिए और जो शख्स ख़ुदा की नाज़िल की हुई (किताब के मुआफ़िक) हुक्म न दे तो ऐसे ही लोग बदकार हैं
Tayca:
และบรรดาผู้ที่ได้รับอัล-อินญีลก็จงตัดสินด้วยสิ่งที่อัลลอฮ์ได้ทรงประทานลงมาในนั้น และผู้ใดที่มิได้ตัดสินด้วยสิ่งที่อัลลอฮ์ได้ทรงประทานลงมาแล้ว ชนเหล่านี้คือผู้ที่ละเมิด
İbranice:
על המאמינים באוונגליון לשפוט על- פי מה שהוריד בו אלוהים, וכל מי שאינו שופט לפי מה שאלוהים הוריד, אלה הם המושחתים
Hırvatça:
i sljedbenicima Indžila smo bili naredili da sude prema onome što je Allah objavio u njemu. Oni koji nisu sudili prema onome što je Allah objavio - baš su prema Allahu buntovni.
Rumence:
Oamenii Evangheliei să judece după ceea ce Dumnezeu a pogorât. Cei care nu judecă după ceea ce a pogorât Dumnezeu sunt stricaţi.
Transliteration:
Walyahkum ahlu alinjeeli bima anzala Allahu feehi waman lam yahkum bima anzala Allahu faolaika humu alfasiqoona
Türkçe:
İncil bağlıları Allah'ın onda indirdiğiyle hükmetsinler. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler sapıkların ta kendileridir.
Sahih International:
And let the People of the Gospel judge by what Allah has revealed therein. And whoever does not judge by what Allah has revealed - then it is those who are the defiantly disobedient.
İngilizce:
Let the people of the Gospel judge by what Allah hath revealed therein. If any do fail to judge by (the light of) what Allah hath revealed, they are (no better than) those who rebel.
Azerbaycanca:
İncil əhli Allahın onda nazil etdiyi (ehkam) ilə hökm etsin. Allahın nazil etdiyi ilə hökm etməyənlər, əlbəttə, günahkarlardır.
Süleyman Ateş:
İncil sahipleri, Allah'ın onda indirdiği ile hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, yoldan çıkmışlardır.
Diyanet Vakfı:
İncil'e inananlar, Allah'ın onda indirdiği (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fasıklardır.
Erhan Aktaş:
İncil Ehli, Allah’ın onda indirdiği ile hükmetsinler. Ve kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar Fâsıklardır.(1)
Kral Fahd:
İncil'e inananlar, Allah'ın onda indirdiği (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fâsıklardır.
Hasan Basri Çantay:
(Ve dedik kî:) «İncîl saahibleri Allahın, onun içinde indirdiği (hükümler) le hükmetsin. Kim Allahın indirdiği (ahkâm) ile hükmetmezse onlar faasıkların ta kendileridir».
Muhammed Esed:
O halde İncile uyanlar, Allahın onunla vahyettikleri doğrultusunda hüküm versinler: Kim Allahın indirdiği ile hükmetmezse işte onlardır gerçek fasıklar!
Gültekin Onan:
İncil ehli de Tanrı´nın onda indirdikleriyle hükmetsinler. Kim Tanrı´nın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fasıktır.
Ali Fikri Yavuz:
(Ve demiştik ki): İncil ehli, Allah’ın indirdiği İncil’deki hükümlerle hüküm versin. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse, işte onlar fasıklardır (kâfirlerdir).
Portekizce:
Que os adeptos do Evangelho julguem segundo o que Deus nele revelou, porque aqueles que não julgarem conforme oque Deus revelou serão depravados.
İsveççe:
Låt därför dem som följer Evangeliet döma i enlighet med vad Gud där har uppenbarat; de som inte dömer i enlighet med vad Gud har uppenbarat är syndare som trotsar Gud.
Farsça:
و باید اهل انجیل بر طبق آنچه خدا در آن نازل کرده داوری کنند، و آنان که بر طبق آنچه خدا نازل کرده داوری نکنند، هم اینانند که فاسق اند.
Kürtçe:
دەبا پەیڕەوانی ئینجیل حوکم بکەن بەوەی کەخوا ناردوویەتیە خوارەوە تیایدا وە ھەرکەس حوکم نەکات بەوەی کەخوا ناردویەتیە خوارەوە ئا ئەوانە بەتەواوی یاخین و لەفەرمانی خوا دەرچوون
Özbekçe:
Инжил аҳли унда Аллоҳ нозил қилган нарса ила ҳукм юритсинлар. Ким Аллоҳ нозил қилган нарса ила ҳукм юритмаса, ана ўшалар фосиқлардир. (Демак, Инжилга эътиқод қилган насоролар ҳам унда Аллоҳ нозил қилган ҳукмлар остида, ўша ҳукмларни жорий қилган ҳолда яшамоқлари керак бўлган. Таврот аҳли ундаги ҳукмлар остида, Инжил аҳли ҳам ундаги ҳукмлар остида яшамоқлари матлуб бўлган. Қуръон тушиб бўлганидан кейин эса, ҳамма бараварига Қуръоннинг аҳкомлари остида яшаши вожибга айланган.)
Malayca:
Dan hendaklah Ahli Kitab Injil menghukum dengan apa yang telah diturunkan oleh Allah di dalamnya; dan sesiapa yang tidak menghukum dengan apa yang telah diturunkan oleh Allah, maka mereka itulah orang-orang yang fasik.
Arnavutça:
Le të gjykojnë ithtarët e Inxhilit ashtu siç ka shpallë Perëndia në të. E, kush nuk gjykon ashtu siç ka shpallë Perëndia – ata janë mëkatarë të vërtetë.
Bulgarca:
И нека хората на Евангелието отсъждат според онова, което Аллах е низпослал в него! А който не съди според онова, което Аллах е низпослал, тези са нечестивците.
Sırpça:
и следбеницима Јеванђеља смо били наредили да суде према ономе што је објавио Аллах у њему. Они који нису судили према ономе што је објавио Аллах - заиста су према Аллаху непокорни.
Çekçe:
Nechť vlastníci evangelia soudí podle toho, co Bůh v něm seslal; ti pak, kdož nesoudí podle toho, co Bůh seslal, jsou hanebníci.
Urduca:
ہمارا حکم تھا کہ اہل انجیل اس قانون کے مطابق فیصلہ کریں جو اللہ نے اس میں نازل کیا ہے اور جو لوگ اللہ کے نازل کردہ قانون کے مطابق فیصلہ نہ کریں وہی فاسق ہیں
Tacikçe:
Ва бояд, ки аҳли Инҷил мувофиқи он чӣ Худо дар он китоб нозил кардааст, ҳукм кунанд. Зеро ҳар кас ба он чӣ Худо нозил кардааст, ҳукм накунад, аз нофармонон аст.
Tatarca:
Инҗил әһелләре Аллаһ иңдергән Инҗилдәге Алла хөкемнәре белән хөкем итсеннәр, ягъни Инҗилне үзгәртмәүләре һәм аның белән гамәл кылулары фарыз иде. Берәү Аллаһ иңдергән китап белән хөкем итмәсә, гамәл кылмаса, андый кешеләр фасыйклар. (Тәүрат, Инҗил белән гамәл кылмыйча залим, фәсыйк һәм кәфер булдылар. Коръән белән гамәл кылмаучыларга да шул хөкем).
Endonezyaca:
Dan hendaklah orang-orang pengikut Injil, memutuskan perkara menurut apa yang diturunkan Allah didalamnya. Barangsiapa tidak memutuskan perkara menurut apa yang diturunkan Allah, maka mereka itu adalah orang-orang yang fasik.
Amharca:
የኢንጅልም ባለቤቶች በውስጡ አላህ ባወረደው ሕግ ይፍረዱ፡፡ አላህም ባወረደው የማይፈርድ ሰው እነዚያ አመጸኞች እነርሱ ናቸው፡፡
Tamilce:
இன்ஜீலுடையவர்கள் அதில் அல்லாஹ் இறக்கியதின் மூலம் தீர்ப்பளிக்கவும். எவர்கள் அல்லாஹ் இறக்கியதின் மூலம் தீர்ப்பளிக்கவில்லையோ அவர்கள்தான் பாவிகள்.
Korece:
그리고 신약의 백성들로 하 여금 하나님이 계시한 대로 판결 케 하라 했으니 하나님이 계시한 대로 판결치 아니한 자 그들은 죄인들이라
Vietnamca:
Cho nên, người dân của Kinh Injil (tức Thiên Chúa) hãy phân xử theo những gì được Allah đã ban xuống trong đó. Người nào không phân xử theo những điều được Allah đã ban xuống thì họ là những kẻ dấy loạn bất tuân.
Ayet Linkleri: