Al-Fajr—الفجر

vetüḥibbûne-lmâle ḥubben cemmâ.

Türkçe:
Malı, devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz.
İngilizce:
And ye love wealth with inordinate love!
Fransızca:
et aimez les richesses d'un amour sans bornes.
Almanca:
und ihr liebt das Vermögen in übergroßer Liebe.
Rusça:
и страстно любите богатство.
Arapça:
وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Malı öyle bir seviyorsunuz ki, yığmacasına.
Diyanet Vakfı:
Malı aşırı biçimde seviyorsunuz.

kellâ iẕâ dükketi-l'arḍu dekken dekkâ.

Türkçe:
İş böyle gitmeyecektir! Yer birbirine çarpılıp dümdüz hale getirildiğinde,
İngilizce:
Nay! When the earth is pounded to powder,
Fransızca:
Prenez garde ! Quand la terre sera complètement pulvérisée,
Almanca:
Gewiß, nein! Wenn die Erde im Zerstampfen nach Zerstampfen zerstampft wird,
Rusça:
Но нет! Когда земля превратится в пыль
Arapça:
كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz olduğu zaman,
Diyanet Vakfı:
Ama yeryüzü parça parça döküldüğü,

vecâe rabbüke velmelekü ṣaffen ṣaffâ.

Türkçe:
Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde,
İngilizce:
And thy Lord cometh, and His angels, rank upon rank,
Fransızca:
et que ton Seigneur viendra ainsi que les Anges, rang par rang,
Almanca:
und (die Anweisung) deines HERRN und die Engel in Reihen gereiht kamen,
Rusça:
и твой Господь придет с ангелами, выстроившимися рядами,
Arapça:
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman,
Diyanet Vakfı:
Rabbin(in emri) geldiği ve melekler saf saf dizildiği zaman (her şey ortaya çıkacaktır).

vecîe yevmeiẕim bicehenneme yevmeiẕiy yeteẕekkeru-l'insânü veennâ lehü-ẕẕikrâ.

Türkçe:
O gün cehennem de getirilir. İşte o gün düşünüp anlar insan. Ama düşünüp hatırlamanın ona ne yararı var!
İngilizce:
And Hell, that Day, is brought (face to face),- on that Day will man remember, but how will that remembrance profit him?
Fransızca:
et que ce jour-là, on amènera l'Enfer; ce jour-là, l'homme se rappellera. Mais à quoi lui servira de se souvenir ?
Almanca:
und an diesem Tag Dschahannam herangeholt wird, an diesem Tag erinnert sich der Mensch, und wie soll ihm die Erinnerung nützen?!
Rusça:
в тот день приведут Геенну, и тогда человек помянет назидание. Но к чему такое поминание?
Arapça:
وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ ۚ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ وَأَنَّىٰ لَهُ الذِّكْرَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar. Fakat bu anlamanın ona ne yararı var?
Diyanet Vakfı:
O gün cehennem getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ne faydası var!

yeḳûlü yâ leytenî ḳaddemtü liḥayâtî.

Türkçe:
Der ki: "Keşke şu hayatım için önden bir şeyler gönderseydim."
İngilizce:
He will say: "Ah! Would that I had sent forth (good deeds) for (this) my (Future) Life!"
Fransızca:
Il dira : "Hélas ! Que n'ai-je fait du bien pour ma vie future !
Almanca:
Er sagt: "Hätte ich doch nur für mein Leben etwas vorgelegt!"
Rusça:
Он скажет: "Лучше бы я заранее позаботился о своей жизни!"
Arapça:
يَقُولُ يَا لَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim. der.
Diyanet Vakfı:
(İşte o zaman insan:) "Keşke bu hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim!" der.

feyevmeiẕil lâ yü`aẕẕibü `aẕâbehû eḥad.

Türkçe:
O gün hiç kimse O'nun azabı gibi azap edemez.
İngilizce:
For, that Day, His Chastisement will be such as none (else) can inflict,
Fransızca:
Ce jour-là donc, nul ne saura châtier comme Lui châtie,
Almanca:
Also an diesem Tag peinigt wie Seine Peinigung niemand,
Rusça:
В тот день никто не накажет так, как наказывает Он,
Arapça:
فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Artık o gün Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.
Diyanet Vakfı:
Artık o gün, Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.

velâ yûŝiḳu veŝâḳahû eḥad.

Türkçe:
Ve hiç kimse O'nun vurduğu bağ gibi bağ vuramaz.
İngilizce:
And His bonds will be such as none (other) can bind.
Fransızca:
et nul ne saura garrotter comme Lui garrotte.
Almanca:
und fesselt wie Sein Fesseln niemand.
Rusça:
и никто не наложит таких оков, какие накладывает Он.
Arapça:
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.
Diyanet Vakfı:
O'nun vuracağı bağı kimse vuramaz.

yâ eyyetühe-nnefsü-lmuṭmeinneh.

Türkçe:
Ey sükûna kavuşmuş benlik!
İngilizce:
(To the righteous soul will be said:) "O (thou) soul, in (complete) rest and satisfaction!
Fransızca:
"ô toi, âme apaisée,
Almanca:
Du, die bereits Ruhe findende Seele!
Rusça:
О душа, обретшая покой!
Arapça:
يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis!
Diyanet Vakfı:
Ey huzura kavuşmuş insan!

irci`î ilâ rabbiki râḍiyetem merḍiyyeh.

Türkçe:
Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak!
İngilizce:
Come back thou to thy Lord,- well pleased (thyself), and well-pleasing unto Him!
Fransızca:
retourne vers ton Seigneur, satisfaite et agréée;
Almanca:
Kehre zu deinem HERRN zufrieden und befriedigt zurück,
Rusça:
Вернись к своему Господу удовлетворенной и снискавшей довольство!
Arapça:
ارْجِعِي إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hem hoşnut edici, hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön.
Diyanet Vakfı:
Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön.

fedḫulî fî `ibâdî.

Türkçe:
Gir kullarımın arasına!
İngilizce:
Enter thou, then, among My devotees!
Fransızca:
entre donc parmi Mes serviteurs,
Almanca:
so tritt unter Meinen Dienern ein,
Rusça:
Войди в круг Моих рабов!
Arapça:
فَادْخُلِي فِي عِبَادِي
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kullarımın arasına gir.
Diyanet Vakfı:
(Seçkin) kullarım arasına katıl,

Pages

Al-Fajr—الفجر beslemesine abone olun.