Al-Mutaffifin—المطففين

İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:

veylül lilmüṭaffifîn.

Türkçe:
Azap ve kaygu, tartıda ve ölçüde hile yapanlara olsun;
İngilizce:
Woe to those that deal in fraud,-
Fransızca:
Malheur aux fraudeurs
Almanca:
Niedergang sei den beim Abmessen Betrügenden,
Rusça:
Горе обвешивающим,
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَيْلٌ لِّلْمُطَفِّفِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eksik ölçüp tartanların vay haline!
Diyanet Vakfı:
Eksik ölçüp noksan yapan hilekarlara yazıklar olsun!

elleẕîne iẕe-ktâlû `ale-nnâsi yestevfûn.

Türkçe:
Ki onlar insanlardan alırken ölçüyü tam yaparlar,
İngilizce:
Those who, when they have to receive by measure from men, exact full measure,
Fransızca:
qui, lorsqu'ils font mesurer pour eux-mêmes exigent la pleine mesure,
Almanca:
diejenigen, wenn sie sich von den Menschen zumessen lassen, über das Maß Hinausgehendes nehmen,
Rusça:
которые хотят получить сполна, когда люди отмеривают им,
Arapça:
الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.
Diyanet Vakfı:
Onlar insanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam,

veiẕâ kâlûhüm ev vezenûhüm yuḫsirûn.

Türkçe:
Onlara vermek üzere tartıp ölçtükleri zaman, eksiltmeye giderler.
İngilizce:
But when they have to give by measure or weight to men, give less than due.
Fransızca:
et qui lorsqu'eux-mêmes mesurent ou pèsent pour les autres, [leur] causent perte.
Almanca:
und wenn sie ihnen zumessen oder abwiegen, vermindern.
Rusça:
а когда сами мерят или взвешивают для других, то наносят им урон.
Arapça:
وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar.
Diyanet Vakfı:
Onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar.

elâ yeżunnü ülâike ennehüm meb`ûŝûn.

Türkçe:
Peki, bunlar kendilerinin diriltileceğini sanmıyorlar mı?
İngilizce:
Do they not think that they will be called to account?-
Fransızca:
Ceux-là ne pensent-ils pas qu'ils seront ressuscités,
Almanca:
Denken diese etwa nicht, daß sie erweckt werden
Rusça:
Разве не думают они, что будут воскрешены
Arapça:
أَلَا يَظُنُّ أُولَٰئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı?
Diyanet Vakfı:
Onlar düşünmezler mi ki, tekrar diriltilecekler!

liyevmin `ażîm.

Türkçe:
Çok büyük bir gün için.
İngilizce:
On a Mighty Day,
Fransızca:
en un jour terrible,
Almanca:
zu einem gewaltigen Tag,
Rusça:
в Великий день -
Arapça:
لِيَوْمٍ عَظِيمٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Büyük bir gün için.
Diyanet Vakfı:
Büyük bir günde

yevme yeḳûmü-nnâsü lirabbi-l`âlemîn.

Türkçe:
Bir gün ki, insanlar, âlemlerin Rabbi huzurunda kıyama geçerler.
İngilizce:
A Day when (all) mankind will stand before the Lord of the Worlds?
Fransızca:
le jour où les gens se tiendront debout devant le Seigneur de l'Univers ?
Almanca:
wenn dieMenschen für den HERRN aller Schöpfung aufstehen?!
Rusça:
в тот день, когда люди предстанут перед Господом миров?
Arapça:
يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar.
Diyanet Vakfı:
Öyle bir gün ki, insanlar o günde alemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır.

kellâ inne kitâbe-lfüccâri lefî siccîn.

Türkçe:
Hayır, iş düşündükleri gibi değil! Rezilliğe batmışların kitabı, karanlık ve pis bir çukurun, Siccîn'in ta içindedir.
İngilizce:
Nay! Surely the record of the wicked is (preserved) in Sijjin.
Fransızca:
Non... ! Mais en vérité le livre des libertins sera dans le Sijjin
Almanca:
Gewiß, nein! Gewiß, das Register der öffentlich die Verfehlung Begehenden ist doch in Sidsch-dschin!
Rusça:
Но нет! Книга грешников окажется в Сиджжине.
Arapça:
كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır hayır, kötülerin yazısı muhakkak Siccin'dedir.
Diyanet Vakfı:
Doğrusu günahkarların yazısı, muhakkak Siccin'de olmaktır.

vemâ edrâke mâ siccîn.

Türkçe:
Siccîn'in ne olduğunu sana gösteren nedir?
İngilizce:
And what will explain to thee what Sijjin is?
Fransızca:
et qui te dira ce qu'est le Sijjin ? -
Almanca:
Und was weißt du, was Sidsch-dschin ist?!
Rusça:
Откуда ты мог знать, что такое Сиджжин?
Arapça:
وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bildin mi sen, Siccin nedir?
Diyanet Vakfı:
Siccin nedir, bilir misin?

kitâbüm merḳûm.

Türkçe:
Rakamlandırılmış bir kitaptır o.
İngilizce:
(There is) a Register (fully) inscribed.
Fransızca:
un livre déjà cacheté (achevé).
Almanca:
Es ist ein versiegeltes/gekennzeichnetes Register.
Rusça:
Это - книга начертанная.
Arapça:
كِتَابٌ مَّرْقُومٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yazılmış bir kitaptır o.
Diyanet Vakfı:
(O günahkarların yazısı) Amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır.

Pages

Al-Mutaffifin—المطففين beslemesine abone olun.