An-Naziat—النازعات

vel'arḍa ba`de ẕâlike deḥâhâ.

Türkçe:
Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı.
İngilizce:
And the earth, moreover, hath He extended (to a wide expanse);
Fransızca:
Et quant à la terre, après cela, Il l'a étendue :
Almanca:
Und die Erde danach dehnte ER aus.
Rusça:
После этого Он распростер землю,
Arapça:
وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَاهَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bundan sonra da yeryüzünü döşedi.
Diyanet Vakfı:
Ondan sonra da yerküreyi döşedi,

aḫrace minhâ mâehâ vemer`âhâ.

Türkçe:
Ondan suyunu, otlağını çıkardı.
İngilizce:
He draweth out therefrom its moisture and its pasture;
Fransızca:
Il a fait sortir d'elle son eau et son pâturage,
Almanca:
ER ließ aus ihr ihr Wasser und ihre Weide herauskommen.
Rusça:
вывел из нее воду и пастбища
Arapça:
أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ondan suyunu ve otlağını çıkardı.
Diyanet Vakfı:
Yerden suyunu ve otlağını çıkardı,

velcibâle ersâhâ.

Türkçe:
Dağları, demir atmış gibi oturttu;
İngilizce:
And the mountains hath He firmly fixed;-
Fransızca:
et quant aux montagnes, Il les a ancrées,
Almanca:
Und die Berge ließ ER festigen
Rusça:
и утвердил на ней горы
Arapça:
وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dağlarını oturttu.
Diyanet Vakfı:
Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.

metâ`al leküm velien`âmiküm.

Türkçe:
Sizin için ve hayvanlarınız için bir geçim aracı olarak.
İngilizce:
For use and convenience to you and your cattle.
Fransızca:
pour votre jouissance, vous et vos bestiaux.
Almanca:
als Verbrauchsgut für euch und für eure An'am .
Rusça:
на пользу вам и вашему скоту.
Arapça:
مَتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için.
Diyanet Vakfı:
Kendiniz ve hayvanlarınız için bir faydalanma olmak üzere.

feiẕâ câeti-ṭṭâmmetü-lkübrâ.

Türkçe:
O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,
İngilizce:
Therefore, when there comes the great, overwhelming (Event),-
Fransızca:
Puis quand viendra le grand cataclysme,
Almanca:
Wenn dann die große Katastrophe kommt,
Rusça:
Когда же наступит Величайшее бедствие (День воскресения),
Arapça:
فَإِذَا جَاءَتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit,
Diyanet Vakfı:
Her şeyi alt üst eden o büyük felaket geldiği vakit,

yevme yeteẕekkeru-l'insânü mâ se`â.

Türkçe:
O gün insan, uğrunda gayret sarfettiği şeyi hatırlar.
İngilizce:
The Day when man shall remember (all) that he strove for,
Fransızca:
le jour où l'homme se rappellera à quoi il s'est efforcé,
Almanca:
an diesem Tag erinnert sich der Mensch dessen, was er erstrebte,
Rusça:
в тот день человек вспомнит о том, ради чего он усердствовал,
Arapça:
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O, insanın neyin peşinde koştuğunu anladığı gün,
Diyanet Vakfı:
İnsanın yapıp ettiklerini hatırlayacağı gün,

vebürrizeti-lceḥîmü limey yerâ.

Türkçe:
Gören kişi için cehennem apaçık ortaya çıkarılmıştır.
İngilizce:
And Hell-Fire shall be placed in full view for (all) to see,-
Fransızca:
l'Enfer sera pleinement visible à celui qui regardera...
Almanca:
und die Hölle wurde hervorgebracht für den, der sieht.
Rusça:
и Ад предстанет пред очами тех, кто будет видеть.
Arapça:
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gören kimseler için cehennem hortlatıldığı vakit,
Diyanet Vakfı:
Ve görene cehennem açık bir şekilde gösterilmiştir.

feemmâ men ṭagâ.

Türkçe:
Artık azmış olan,
İngilizce:
Then, for such as had transgressed all bounds,
Fransızca:
Quant à celui qui aura dépassé les limites
Almanca:
Also hinsichtlich desjenigen, der die Grenze überschritt
Rusça:
Тому, кто преступил границы дозволенного
Arapça:
فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Artık her kim azgınlık etmiş,
Diyanet Vakfı:
Artık kim azmışsa,

veâŝera-lḥayâte-ddünyâ.

Türkçe:
Ve iğreti hayatı yeğlemiş olan için,
İngilizce:
And had preferred the life of this world,
Fransızca:
et aura préféré la vie présente,
Almanca:
und das diesseitige Leben bevorzugte,
Rusça:
и отдал предпочтение мирской жизни,
Arapça:
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve dünya hayatını tercih etmişse,
Diyanet Vakfı:
Ve dünya hayatını ahirete tercih etmişse,

feinne-lceḥîme hiye-lme'vâ.

Türkçe:
Cehennem, barınağın ta kendisidir.
İngilizce:
The Abode will be Hell-Fire;
Fransızca:
alors, l'Enfer sera son refuge.
Almanca:
so ist gewiß die Hölle die Unterkunft.
Rusça:
пристанищем будет Ад.
Arapça:
فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kuşkusuz onun varacağı yer cehennemdir.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz cehennem(onun için) tek barınaktır.

Pages

An-Naziat—النازعات beslemesine abone olun.