
velleyli iẕâ yagşâ.
Türkçe:
Yemin olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye,
İngilizce:
By the Night as it conceals (the light);
Fransızca:
Par la nuit quand elle enveloppe tous !
Almanca:
Bei der Nacht, wenn sie umhüllt,
Rusça:
Клянусь ночью, которая покрывает землю!
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Örttüğü zaman geceye,
Diyanet Vakfı:
(Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye,

vennehâri iẕâ tecellâ.
Türkçe:
Ve parıldadığı zaman gündüze,
İngilizce:
By the Day as it appears in glory;
Fransızca:
Par le jour quand il éclaire !
Almanca:
und bei dem Tag, wenn er sich enthüllt,
Rusça:
Клянусь днем, который сияет светом!
Arapça:
وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Açıldığı zaman gündüze,
Diyanet Vakfı:
Açılıp ağardığı vakit gündüze,

vemâ ḫaleḳa-ẕẕekera vel'ünŝâ.
Türkçe:
Yemin olsun erkeği de dişiyi de yaratana,
İngilizce:
By (the mystery of) the creation of male and female;-
Fransızca:
Et par ce qu'Il a créé, mâle et femelle !
Almanca:
und bei Dem, Der das Männliche und das Weibliche erschuf!
Rusça:
Клянусь Тем, Кто создал мужчину и женщину!
Arapça:
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنثَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki,
Diyanet Vakfı:
Erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki,

inne sa`yeküm leşettâ.
Türkçe:
Ki sizin emek ve gayretiniz mutlaka dağınık ve parça parçadır.
İngilizce:
Verily, (the ends) ye strive for are diverse.
Fransızca:
Vos efforts sont divergents.
Almanca:
Gewiß, euer Streben ist doch verschieden.
Rusça:
Ваши стремления различны.
Arapça:
إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gerçekten sizin işiniz başka başkadır.
Diyanet Vakfı:
Sizin işleriniz başka başkadır.

feemmâ men a`ṭâ vetteḳâ.
Türkçe:
Kim verir ve sakınırsa,
İngilizce:
So he who gives (in charity) and fears (Allah),
Fransızca:
Celui qui donne et craint (Allah)
Almanca:
Also hinsichtlich desjenigen, der spendete und Taqwa gemäß handelte
Rusça:
Тому, кто делал пожертвования и был богобоязнен,
Arapça:
فَأَمَّا مَنْ أَعْطَىٰ وَاتَّقَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa,
Diyanet Vakfı:
Artık kim verir ve sakınırsa,

veṣaddeḳa bilḥusnâ.
Türkçe:
Ve güzeli doğrularsa,
İngilizce:
And (in all sincerity) testifies to the best,-
Fransızca:
et déclare véridique la plus belle récompense
Almanca:
und das Schöne (Dschanna) für wahrhaftig hielt,
Rusça:
кто признавал наилучшее,
Arapça:
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve en güzel olanı doğrularsa,
Diyanet Vakfı:
Ve en güzeli de tasdik ederse,

fesenüyessiruhû lilyüsrâ.
Türkçe:
Biz ona, en kolay olanı kolaylayacağız.
İngilizce:
We will indeed make smooth for him the path to Bliss.
Fransızca:
Nous lui faciliterons la voie au plus grand bonheur.
Almanca:
diesem werden WIR es zum Erleichterten leicht machen.
Rusça:
Мы облегчим путь к легчайшему.
Arapça:
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz onu en kolay yola muvaffak kılacağız.
Diyanet Vakfı:
Biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).

veemmâ mem beḫile vestagnâ.
Türkçe:
Ama kim cimriliğe sapar ve kendisini tüm ihtiyaçların üstünde görür,
İngilizce:
But he who is a greedy miser and thinks himself self-sufficient,
Fransızca:
Et quand à celui qui est avare, se dispense (de l'adoration d'Allah),
Almanca:
Und hinsichtlich desjenigen, der geizte und verzichtete (auf den Din)
Rusça:
А тому, кто был скуп и полагал, что ни в чем не нуждается,
Arapça:
وَأَمَّا مَن بَخِلَ وَاسْتَغْنَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür.
Diyanet Vakfı:
Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar,

vekeẕẕebe bilḥusnâ.
Türkçe:
Ve güzelliği yalanlarsa,
İngilizce:
And gives the lie to the best,-
Fransızca:
et traite de mensonge la plus belle récompense,
Almanca:
und das Schöne ableugnete,
Rusça:
кто счел ложью наилучшее,
Arapça:
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve en güzeli de yalanlarsa,
Diyanet Vakfı:
Ve en güzeli de yalanlarsa,

fesenüyessiruhû lil`usrâ.
Türkçe:
Biz onu, en zor olana sevk edeceğiz.
İngilizce:
We will indeed make smooth for him the path to Misery;
Fransızca:
Nous lui faciliterons la voie à la plus grande difficulté,
Almanca:
diesem werden WIR es zum Erschwerten leicht machen.
Rusça:
Мы облегчим путь к тягчайшему.
Arapça:
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu da en zor yola hazırlarız.
Diyanet Vakfı:
Biz de onu en zora hazırlarız.
Pages
