
faṣbir inne va`de-llâhi ḥaḳḳuv velâ yesteḫiffenneke-lleẕîne lâ yûḳinûn.
Türkçe:
O halde, sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler/seni küçümseyemeyeceklerdir.
İngilizce:
So patiently persevere: for verily the promise of Allah is true: nor let those shake thy firmness, who have (themselves) no certainty of faith.
Fransızca:
Sois donc patient, car la promesse d'Allah est vérité. Et que ceux qui ne croient pas fermement ne t'ébranlent pas !
Almanca:
So übe dich in Geduld! Gewiß, ALLAHs Versprechen ist wahr. Und laß diejenigen, die keine Gewißheit haben, dich nicht aus der Ruhe bringen!
Rusça:
Будь же терпелив, ведь обещание Аллаха истинно. И пусть те, которые лишены убежденности, не находят тебя легковесным (не отвращают тебя от религии).
Arapça:
فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ ۖ وَلَا يَسْتَخِفَّنَّكَ الَّذِينَ لَا يُوقِنُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vaadi mutlaka haktır. Sakın imanı sağlam olmayanlar seni hafifliğe sevketmesinler.
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) Sen şimdi sabret. Bil ki Allah'ın vadi gerçektir. (Buna) iyice inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin!
Pages
