İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:

vehüzzî ileyki biciẕ`i-nnaḫleti tüṣâḳiṭ `aleyki ruṭaben ceniyyâ.
Türkçe:
"Hurma ağacının kütüğünü kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma dökülecektir."
İngilizce:
And shake towards thyself the trunk of the palm-tree: It will let fall fresh ripe dates upon thee.
Fransızca:
Secoue vers toi le tronc du palmier : il fera tomber sur toi des dattes fraîches et mûres.
Almanca:
Auch schüttele den Stamm der Dattelpalme zu dir! So läßt sie ausgereifte Datteln über dich fallen.
Rusça:
Потряси на себя ствол пальмы, и на тебя попадают свежие финики.
Arapça:
وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine devşirilmiş taze hurmalar dökülsün.
Diyanet Vakfı:
"Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün."

ḳâle innî `abdü-llâh. âtâniye-lkitâbe vece`alenî nebiyyâ.
Türkçe:
Sabi dedi: "Ben Allah'ın kuluyum. O bana kitap verdi, beni peygamber yaptı."
İngilizce:
He said: "I am indeed a servant of Allah: He hath given me revelation and made me a prophet;
Fransızca:
Mais [le bébé] dit : "Je suis vraiment le serviteur d'Allah. Il m'a donné le Livre et m'a désigné Prophète.
Almanca:
Er sagte: "Ich bin ALLAHs Diener! ER ließ mir die Schrift zuteil werden und machte mich zum Propheten.
Rusça:
Он сказал: "Воистину, я - раб Аллаха. Он даровал мне Писание и сделал меня пророком.
Arapça:
قَالَ إِنِّي عَبْدُ اللَّهِ آتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَنِي نَبِيًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Allah'ın bir mucizesi olarak İsa şöyle) dedi: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı."
Diyanet Vakfı:
Çocuk şöyle dedi: "Ben, Allah'ın kuluyum. O, bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber yaptı."
