Meryem

Arapça:
İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Açıklama:
 
00:00

vehüzzî ileyki biciẕ`i-nnaḫleti tüṣâḳiṭ `aleyki ruṭaben ceniyyâ.

Arapça:

وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا

Türkçe:

"Hurma ağacının kütüğünü kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma dökülecektir."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine devşirilmiş taze hurmalar dökülsün.

Diyanet Vakfı:

"Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün."

İngilizce:

And shake towards thyself the trunk of the palm-tree: It will let fall fresh ripe dates upon thee.

Fransızca:

Secoue vers toi le tronc du palmier : il fera tomber sur toi des dattes fraîches et mûres.

Almanca:

Auch schüttele den Stamm der Dattelpalme zu dir! So läßt sie ausgereifte Datteln über dich fallen.

Rusça:

Потряси на себя ствол пальмы, и на тебя попадают свежие финики.

, ,
Açıklama:
 
00:00

ḳâle innî `abdü-llâh. âtâniye-lkitâbe vece`alenî nebiyyâ.

Arapça:

قَالَ إِنِّي عَبْدُ اللَّهِ آتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَنِي نَبِيًّا

Türkçe:

Sabi dedi: "Ben Allah'ın kuluyum. O bana kitap verdi, beni peygamber yaptı."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Allah'ın bir mucizesi olarak İsa şöyle) dedi: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı."

Diyanet Vakfı:

Çocuk şöyle dedi: "Ben, Allah'ın kuluyum. O, bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber yaptı."

İngilizce:

He said: "I am indeed a servant of Allah: He hath given me revelation and made me a prophet;

Fransızca:

Mais [le bébé] dit : "Je suis vraiment le serviteur d'Allah. Il m'a donné le Livre et m'a désigné Prophète.

Almanca:

Er sagte: "Ich bin ALLAHs Diener! ER ließ mir die Schrift zuteil werden und machte mich zum Propheten.

Rusça:

Он сказал: "Воистину, я - раб Аллаха. Он даровал мне Писание и сделал меня пророком.

Açıklama:
Meryem beslemesine abone olun.