
seyeẕẕekkeru mey yaḫşâ.
Türkçe:
İçine ürperti düşen, öğüt alacaktır.
İngilizce:
The admonition will be received by those who fear (Allah):
Fransızca:
Quiconque craint (Allah) s'[en] rappellera,
Almanca:
Es wird sich ermahnen lassen derjenige, der Ehrfurcht hat,
Rusça:
Воспримет его тот, кто страшится,
Arapça:
سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Saygısı olan öğüt alacaktır.
Diyanet Vakfı:
(Allah'tan) korkan öğütten yararlanacak.

veyetecennebühe-l'eşḳâ.
Türkçe:
İçi kararmış bedbaht ise ondan kaçınacaktır.
İngilizce:
But it will be avoided by those most unfortunate ones,
Fransızca:
et s'en écartera le grand malheureux,
Almanca:
und sie meidet der Unseligste.
Rusça:
и отвернется от него самый несчастный,
Arapça:
وَيَتَجَنَّبُهَا الْأَشْقَى
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır.
Diyanet Vakfı:
Kötü kimse ise öğütten kaçınacaktır.

elleẕî yaṣle-nnâra-lkübrâ.
Türkçe:
En büyük ateşe girer o.
İngilizce:
Who will enter the Great Fire,
Fransızca:
qui brûlera dans le plus grand Feu,
Almanca:
Derjenige, der in das größte Feuer hineingeworfen wird,
Rusça:
который войдет в Огонь величайший.
Arapça:
الَّذِي يَصْلَى النَّارَ الْكُبْرَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O ki, en büyük ateşe girecektir.
Diyanet Vakfı:
O ki, en büyük ateşe girecektir.

ŝümme lâ yemûtü fîhâ velâ yaḥyâ.
Türkçe:
Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur.
İngilizce:
In which they will then neither die nor live.
Fransızca:
où il ne mourra ni ne vivra.
Almanca:
dann darin weder stirbt, noch lebt.
Rusça:
Не умрет он там и не будет жить.
Arapça:
ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.
Diyanet Vakfı:
Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.

ḳad efleḥa men tezekkâ.
Türkçe:
Benliğini arındıran/zekât veren, kurtuluşa gerçekten ermiştir.
İngilizce:
But those will prosper who purify themselves,
Fransızca:
Réussit, certes, celui qui se purifie,
Almanca:
Bereits erfolgreich ist derjenige, der sich läuterte
Rusça:
Преуспел тот, кто очистился,
Arapça:
قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğrusu felah buldu (günahtan) temizlenen.
Diyanet Vakfı:
Doğrusu feraha ermiştir temizlenen,

veẕekera-sme rabbihî feṣallâ.
Türkçe:
Rabbinin adını anmış, namaz kılmıştır/dua etmiştir o.
İngilizce:
And glorify the name of their Guardian-Lord, and (lift their hearts) in prayer.
Fransızca:
et se rappelle le nom de son Seigneur, puis célèbre la Salat.
Almanca:
und des Namens seines HERRN gedachte, dann das rituelle Gebet verrichtete.
Rusça:
поминал имя своего Господа и совершал намаз.
Arapça:
وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rabbinin adını anıp namaz kılan.
Diyanet Vakfı:
Rabbinin adını anıp O'na kulluk eden.

bel tü'ŝirûne-lḥayâte-ddünyâ.
Türkçe:
Doğrusu şu ki, siz şu iğreti hayatı yeğliyorsunuz.
İngilizce:
Nay (behold), ye prefer the life of this world;
Fransızca:
Mais, vous préférez plutôt la vie présente,
Almanca:
Nein, sondern ihr bevorzugt das diesseitige Leben.
Rusça:
Но нет! Вы отдаете предпочтение мирской жизни,
Arapça:
بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Diyanet Vakfı:
Fakat siz (ey insanlar! ) dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

vel'âḫiratü ḫayruv veebḳâ.
Türkçe:
Oysaki sonraki hayat daha mutlu, daha kalıcıdır.
İngilizce:
But the Hereafter is better and more enduring.
Fransızca:
alors que l'au-delà est meilleur et plus durable.
Almanca:
Doch das Jenseits ist besser und bleibender.
Rusça:
хотя Последняя жизнь - лучше и дольше.
Arapça:
وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
Diyanet Vakfı:
Oysa ahiret daha hayırlı daha devamlıdır.

inne hâẕâ lefi-ṣṣuḥufi-l'ûlâ.
Türkçe:
Hiç kuşkusuz, bu Kur'an, ilk sayfalarda da elbette vardır.
İngilizce:
And this is in the Books of the earliest (Revelation),-
Fransızca:
Ceci se trouve, certes, dans les Feuilles anciennes,
Almanca:
Gewiß, dies ist doch in den ersten Schriftblättern,
Rusça:
Воистину, это записано в первых свитках -
Arapça:
إِنَّ هَٰذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kuşkusuz bu ilk sahifelerde vardır,
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, vardır.

ṣuḥufi ibrâhîme vemûsâ.
Türkçe:
İbrahim'in ve Mûsa'nın sayfalarında.
İngilizce:
The Books of Abraham and Moses.
Fransızca:
les Feuilles d'Abraham et de Moïse.
Almanca:
den Schriftblättern von Ibrahim und Musa.
Rusça:
свитках Ибрахима (Авраама) и Мусы (Моисея).
Arapça:
صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde.
Diyanet Vakfı:
İbrahim ve Musa'nın kitaplarında.
Pages
