
iẕâ zülzileti-l'arḍu zilzâlehâ.
Türkçe:
Yerküre, o sarsıntıyla sarsıldığı zaman,
İngilizce:
When the earth is shaken to her (utmost) convulsion,
Fransızca:
Quand la terre tremblera d'un violent tremblement,
Almanca:
Wenn die Erde mit ihrem Beben erschüttert wird,
Rusça:
Когда земля содрогнется от сотрясений,
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,
Diyanet Vakfı:
Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı,

veaḫraceti-l'arḍu eŝḳâlehâ.
Türkçe:
Ve toprak, ağırlıklarını çıkardığı zaman,
İngilizce:
And the earth throws up her burdens (from within),
Fransızca:
et que la terre fera sortir ses fardeaux ,
Almanca:
und die Erde ihre Lasten hervorbringt,
Rusça:
когда земля извергнет свою ношу,
Arapça:
وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,
Diyanet Vakfı:
Toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı,

veḳâle-l'insânü mâ lehâ.
Türkçe:
Ve insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman,
İngilizce:
And man cries (distressed): 'What is the matter with her?'-
Fransızca:
et que l'homme dira : "Qu'a-t-elle ? "
Almanca:
und der Mensch sagt: "Was ist los mit ihr?",
Rusça:
и человек спросит, что же с нею,
Arapça:
وَقَالَ الْإِنسَانُ مَا لَهَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.
Diyanet Vakfı:
Ve insan "Ne oluyor buna!" dediği vakit,

yevmeiẕin tüḥaddiŝü aḫbârahâ.
Türkçe:
İşte o gün yerküre, tüm haberlerini söyler/anlatır.
İngilizce:
On that Day will she declare her tidings:
Fransızca:
ce jour-là, elle contera son histoire,
Almanca:
an diesem Tag teilt sie ihre Nachrichten mit,
Rusça:
в тот день она поведает свой рассказ,
Arapça:
يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.
Diyanet Vakfı:
İşte o gün (yer) haberlerini anlatır,

bienne rabbeke evḥâ lehâ.
Türkçe:
Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.
İngilizce:
For that thy Lord will have given her inspiration.
Fransızca:
selon ce que ton Seigneur lui aura révélé [ordonné].
Almanca:
daß dein HERR ihr Wahy zuteil werden ließ.
Rusça:
потому что Господь твой внушит ей это.
Arapça:
بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَىٰ لَهَا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.
Diyanet Vakfı:
Rabbinin ona bildirmesiyle.

yevmeiẕiy yaṣdüru-nnâsü eştâtel liyürav a`mâlehüm.
Türkçe:
O gün insanlar, yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya fırlayacaklardır.
İngilizce:
On that Day will men proceed in companies sorted out, to be shown the deeds that they (had done).
Fransızca:
Ce jour-là, les gens sortiront séparément pour que leur soient montrées leurs oeuvres.
Almanca:
An diesem Tag kommen die Menschen zerstreut hervor, damit ihnen ihre Taten gezeigt werden.
Rusça:
В тот день люди выйдут толпами, чтобы узреть свои деяния.
Arapça:
يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِّيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.
Diyanet Vakfı:
O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için darmadağınık geri dönüp gelirler.

femey ya`mel miŝḳâle ẕerratin ḫayray yerah.
Türkçe:
Artık, kim bir zerre miktarı hayır üretmişse onu görür.
İngilizce:
Then shall anyone who has done an atom's weight of good, see it!
Fransızca:
Quiconque fait un bien fût-ce du poids d'un atome, le verra,
Almanca:
Also, wer das Gewicht eines Stäubchens Gutes tut, der wird es sehen.
Rusça:
Тот, кто сделал добро весом в мельчайшую частицу, увидит его.
Arapça:
فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
Diyanet Vakfı:
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.

vemey ya`mel miŝḳâle ẕerratin şerray yerah.
Türkçe:
Ve kim bir zerre miktarı şer üretmişse onu görür.
İngilizce:
And anyone who has done an atom's weight of evil, shall see it.
Fransızca:
et quiconque fait un mal fût-ce du poids d'un atome, le verra.
Almanca:
Und wer das Gewicht eines Stäubchens Böses tut, der wird es sehen.
Rusça:
И тот, кто сделал зло весом в мельчайшую частицу, увидит его.
Arapça:
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.
Diyanet Vakfı:
Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.
