
iḳra' bismi rabbike-lleẕî ḫaleḳ.
Türkçe:
Yaratan Rabbinin adıyla oku/çağır!
İngilizce:
Proclaim! (or read!) in the name of thy Lord and Cherisher, Who created-
Fransızca:
Lis, au nom de ton Seigneur qui a créé,
Almanca:
Rezitiere im Namen deines HERRN, der erschuf.
Rusça:
Читай во имя твоего Господа, Который сотворил все сущее.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yaratan Rabbinin adıyla oku!
Diyanet Vakfı:
Yaratan Rabbinin adıyla oku!

ḫaleḳa-l'insâne min `alaḳ.
Türkçe:
İnsanı, embriyodan/ilişip yapışan bir sudan/sevgi ve ilgiden/husûmetten yarattı.
İngilizce:
Created man, out of a (mere) clot of congealed blood:
Fransızca:
qui a créé l'homme d'une adhérence.
Almanca:
ER erschuf den Menschen aus 'Alaq.
Rusça:
Он сотворил человека из сгустка крови.
Arapça:
خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.
Diyanet Vakfı:
O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.

iḳra' verabbüke-l'ekram.
Türkçe:
Oku! Rabbin Ekrem'dir/en büyük cömertliğin sahibidir.
İngilizce:
Proclaim! And thy Lord is Most Bountiful,-
Fransızca:
Lis ! Ton Seigneur est le Très Noble,
Almanca:
Rezitiere, und dein HERR ist Der Ehrwürdigste,
Rusça:
Читай, ведь твой Господь - Самый великодушный.
Arapça:
اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
Diyanet Vakfı:
Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.

elleẕî `alleme bilḳalem.
Türkçe:
O'dur kalemle öğreten!
İngilizce:
He Who taught (the use of) the pen,-
Fransızca:
qui a enseigné par la plume [le calame],
Almanca:
Der (das Schreiben) mit dem Schreibgerät lehrte,
Rusça:
Он научил посредством письменной трости -
Arapça:
الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.
Diyanet Vakfı:
O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.

`alleme-l'insâne mâ lem ya`lem.
Türkçe:
İnsana bilmediğini öğretti.
İngilizce:
Taught man that which he knew not.
Fransızca:
a enseigné à l'homme ce qu'il ne savait pas.
Almanca:
ER lehrte den Menschen, was er nicht kannte.
Rusça:
научил человека тому, чего тот не знал.
Arapça:
عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnsana bilmediği şeyleri öğretti.
Diyanet Vakfı:
İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.

kellâ inne-l'insâne leyaṭgâ.
Türkçe:
İş, sanıldığı gibi değil! İnsan gerçekten azar:
İngilizce:
Nay, but man doth transgress all bounds,
Fransızca:
Prenez-garde ! Vraiment l'homme devient rebelle,
Almanca:
Gewiß, nein! Gewiß, der Mensch überschreitet doch die Grenze,
Rusça:
Но нет! Человек преступает границы дозволенного,
Arapça:
كَلَّا إِنَّ الْإِنسَانَ لَيَطْغَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır! Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder.
Diyanet Vakfı:
Gerçek şu ki, insan azar.

er raâhü-stagnâ.
Türkçe:
Kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görmüştür.
İngilizce:
In that he looketh upon himself as self-sufficient.
Fransızca:
dès qu'il estime qu'il peut se suffire à lui-même (à cause de sa richesse).
Almanca:
wenn er sich reich sieht.
Rusça:
когда ему кажется, что он ни в чем не нуждается.
Arapça:
أَن رَّآهُ اسْتَغْنَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için.
Diyanet Vakfı:
Kendini kendine yeterli gördüğü için.

inne ilâ rabbike-rruc`â.
Türkçe:
Oysaki, dönüş yalnız Rabbinedir!
İngilizce:
Verily, to thy Lord is the return (of all).
Fransızca:
Mais, c'est vers ton Seigneur qu'est le retour.
Almanca:
Gewiß, zu deinem HERRN ist die Rückkehr.
Rusça:
Но к твоему Господу предстоит возвращение.
Arapça:
إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ الرُّجْعَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Muhakkak ki dönüş mutlaka Rabbinedir.
Diyanet Vakfı:
Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.

era'eyte-lleẕî yenhâ.
Türkçe:
Gördün mü o yasaklayanı,
İngilizce:
Seest thou one who forbids-
Fransızca:
As-tu vu celui qui interdit
Almanca:
Wie seht ihr denjenigen, der es verbietet
Rusça:
Видел ли ты того, кто мешает
Arapça:
أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?
Diyanet Vakfı:
Gördün mü şu men edeni,

`abden iẕâ ṣallâ.
Türkçe:
Bir kulu namaz kılarken/dua ederken;
İngilizce:
A votary when he (turns) to pray?
Fransızca:
à un serviteur d'Allah (Muhammad) de célébrer la Salat ?
Almanca:
einem Diener, wenn er das rituelle Gebet verrichtet?!
Rusça:
рабу, когда тот молится?
Arapça:
عَبْدًا إِذَا صَلَّىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?
Diyanet Vakfı:
Namaz kılarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)?
Pages
