
vessemâi ẕâti-rrac`.
Türkçe:
Yemin olsun o, dönüşle/döndürümle dolu göğe,
İngilizce:
By the Firmament which returns (in its round),
Fransızca:
Par le ciel qui fait revenir la pluie !
Almanca:
Bei dem Himmel mit Wiederkehr,
Rusça:
Клянусь возобновляющим дожди небом!
Arapça:
وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun o dönüşlü göğe,
Diyanet Vakfı:
Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, yemin ederim ki,

vel'arḍi ẕâti-ṣṣad`.
Türkçe:
Çatlayışlarla/yarılışlarla dolu yere de yemin olsun,
İngilizce:
And by the Earth which opens out (for the gushing of springs or the sprouting of vegetation),-
Fransızca:
et par la terre qui se fend !
Almanca:
und bei der Erde mit Zerreißen!
Rusça:
Клянусь раскалываемой землей!
Arapça:
وَالْأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O yarılıp çatlayan yere,
Diyanet Vakfı:
(Nebat ile) yarılan yere,

innehû leḳavlün faṣl.
Türkçe:
Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür;
İngilizce:
Behold this is the Word that distinguishes (Good from Evil):
Fransızca:
Ceci [le Coran] est certes, une parole décisive [qui tranche entre le vrai et le faux],
Almanca:
Gewiß, er ist doch ein richtendes Wort,
Rusça:
Это - Слово различающее,
Arapça:
إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kuşkusuz Kur'ân, ayırıcı bir sözdür.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz Kur'an, (hak ile batılı) ayıran bir sözdür.

vemâ hüve bilhezl.
Türkçe:
Şaka değildir o.
İngilizce:
It is not a thing for amusement.
Fransızca:
et non point une plaisanterie frivole !
Almanca:
und er ist keine Unernsthaftigkeit.
Rusça:
а не шутка.
Arapça:
وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O asla bir şaka değildir.
Diyanet Vakfı:
O, asla bir şaka değildir.

innehüm yekîdûne keydâ.
Türkçe:
Onlar ha bire tuzak kuruyorlar/oyun çeviriyorlar.
İngilizce:
As for them, they are but plotting a scheme,
Fransızca:
Ils se servent d'une ruse,
Almanca:
Gewiß, sie planen List
Rusça:
Они замышляют козни,
Arapça:
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Haberin olsun ki, kâfirler hep hile kuruyorlar.
Diyanet Vakfı:
Onlar bir tuzak kurarlar,

veekîdü keydâ.
Türkçe:
Ben de tuzak kuruyorum.
İngilizce:
And I am planning a scheme.
Fransızca:
et Moi aussi Je me sers de Mon plan.
Almanca:
und ICH entgegne ihre List,
Rusça:
и Я замышляю козни.
Arapça:
وَأَكِيدُ كَيْدًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ben de hilelerine karşılık veririm.
Diyanet Vakfı:
Ben de bir tuzak kurarım.

femehhili-lkâfirîne emhilhüm ruveydâ.
Türkçe:
O halde, o küfre batmışlara mühlet ver, süre tanı onlara birazcık...
İngilizce:
Therefore grant a delay to the Unbelievers: Give respite to them gently (for awhile).
Fransızca:
Accorde (ô Prophète) donc un délai aux infidèles : accorde-leur un court délai.
Almanca:
so gewähre den Kafir Aufschub, gewähre ihnen kurzen Aufschub!
Rusça:
Предоставь же неверующим отсрочку, помедли с ними недолго!
Arapça:
فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı.
Diyanet Vakfı:
Onun için Kafirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).
Pages
