077. Mürselât - (Gönderilenler) Al-Mursalat—المرسلات

velmürselâti `urfâ.

Türkçe:
Yemin olsun, o art arda gönderilenlere/meleklere/rüzgârlara/vahyin bölümlerine/kalplere inen doğuşlara,
İngilizce:
By the (Winds) sent forth one after another (to man's profit);
Fransızca:
Par ceux qu'on envoie en rafales .
Almanca:
Bei den nacheinander Geschickten,
Rusça:
Клянусь посылаемыми с добром,
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالْمُرْسَلَاتِ عُرْفًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun birbiri ardınca gönderilenlere,
Diyanet Vakfı:
Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri peşinden gönderilenlere;

fel`âṣifâti `aṣfâ.

Türkçe:
Esip de büküp devirenlere,
İngilizce:
Which then blow violently in tempestuous Gusts,
Fransızca:
et qui soufflent en tempête !
Almanca:
dann den im Stürmen Stürmenden!
Rusça:
несущимися быстро,
Arapça:
فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Büküp devirenlere,
Diyanet Vakfı:
Şiddetle eserek (zararlıları) savurup atanlara;

vennâşirâti neşrâ.

Türkçe:
Dağıtıp yayanlara/diriltip harekete getirenlere,
İngilizce:
And scatter (things) far and wide;
Fransızca:
Et qui dispersent largement [dans toutes les directions].
Almanca:
Bei den im Ausbreiten Ausbreitenden,
Rusça:
распространяющими бурно,
Arapça:
وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yaydıkça yayanlara,
Diyanet Vakfı:
(Hakikat ve hayırları) yaydıkça yayanlara;

felfâriḳâti ferḳâ.

Türkçe:
Gerektiği şekilde ayıranlara,
İngilizce:
Then separate them, one from another,
Fransızca:
Par ceux qui séparent nettement (le bien et le mal) ,
Almanca:
dann den im Unterscheiden Unterscheidenden,
Rusça:
различающими твердо,
Arapça:
فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Seçip ayıranlara,
Diyanet Vakfı:
(Hak ile batılı) birbirinden iyice ayıranlara;

felmülḳiyâti ẕikrâ.

Türkçe:
Öğüt ulaştıranlara/Kur'an'ı ulaştıranlara,
İngilizce:
Then spread abroad a Message,
Fransızca:
et lancent un rappel
Almanca:
dann den Ermahnendes Überbringenden,
Rusça:
и передающими Напоминание
Arapça:
فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bir öğüt bırakanlara,
Diyanet Vakfı:
Öğüt telkin edenlere;

`uẕran ev nüẕrâ.

Türkçe:
Özür yahut uyarı için,
İngilizce:
Whether of Justification or of Warning;-
Fransızca:
En guise d'excuse ou d'avertissement ! !
Almanca:
sei es eine Entschuldigung oder Warnung!
Rusça:
для оправдания или предостережения.
Arapça:
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gerek özür için olsun, gerek uyarı için,
Diyanet Vakfı:
(Allah'a yönelenleri) arıtmak, (kötüleri) sakındırmak için.

innemâ tû`adûne levâḳi`.

Türkçe:
Ki size duyurulmuş olan mutlaka gerçekleşecektir.
İngilizce:
Assuredly, what ye are promised must come to pass.
Fransızca:
Ce qui vous est promis est inéluctable.
Almanca:
Gewiß, das, was euch angedroht wird, wird sich doch ereignen.
Rusça:
Обещанное вам непременно сбудется.
Arapça:
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Herhalde size vaad olunan kesinlikle olacaktır.
Diyanet Vakfı:
Bilin ki size vadolunan şey gerçekleşecek!

feiẕe-nnücûmü ṭumiset.

Türkçe:
Yıldızlar silinip süpürüldüğünde,
İngilizce:
Then when the stars become dim;
Fransızca:
Quand donc les étoiles seront effacées,
Almanca:
Also wenn die Sterne verwischt werden,
Rusça:
Когда погаснут звезды,
Arapça:
فَإِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hani o yıldızlar silindiği zaman,
Diyanet Vakfı:
Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,

veiẕe-ssemâü füricet.

Türkçe:
Gök yarıldığında,
İngilizce:
When the heaven is cleft asunder;
Fransızca:
et que le ciel sera fendu,
Almanca:
und wenn der Himmel mit Öffnung versehen wird,
Rusça:
когда расколется небо,
Arapça:
وَإِذَا السَّمَاءُ فُرِجَتْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gök yarıldığı zaman,
Diyanet Vakfı:
Gökkubbe yarıldığı zaman,

veiẕe-lcibâlü nüsifet.

Türkçe:
Dağlar un-ufak edilip savrulduğunda,
İngilizce:
When the mountains are scattered (to the winds) as dust;
Fransızca:
et que les montagnes seront pulvérisées,
Almanca:
und wenn die Berge zertrümmert werden,
Rusça:
когда развеются горы,
Arapça:
وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dağlar savrulduğu zaman,
Diyanet Vakfı:
Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,

Pages

077. Mürselât - (Gönderilenler) Al-Mursalat—المرسلات beslemesine abone olun.